Op Dr. Güven GÖRKEM tarafından başarıyla gerçekleştirilen cerrahi müdahale neticesinde, yeniden sağlıklı yaşamınıza kavuşma şansını elde edebilirsiniz. Kapalı (Laparoskopi) kasık fıtığı ameliyatı ile beraber ağrılardan kurtulabilir; spor aktivitelerinizi gerçekleştirebilir ve iş hayatınıza dönebilirsiniz.
Kasık Fıtığı Ameliyatı Sonrası. Kasık fıtığı ameliyatından birkaç saat sonra hasta ağızdan beslenebilir. Cerrahi müdahale ardından ise yaklaşık 8 saat sonra ayağa kalkar ve yürüyebilir. Ameliyattan sonra hastanın 1 gün hastanede kalması gerekir. 1 gün sonra ise hasta taburcu edilir.
ÇocuklardaKasık Fıtığı Ameliyatı (inguinal herni ameliyatı) "Kasık fıtığı ameliyatı tüm çocuklarda ve bebeklerde yeni laparoskopik yöntemle yani kapalı ameliyatla iz bırakmadan sadece 10 dakika gibi kısa bir sürede yapılabilmektedir"
Adres Alibeyli Mahallesi, Karaoğlanoğlu Caddesi, No: 22 / Osmaniye. Yol tarifi, adresi nerede? Osmaniye Park Hastanesi, 4 katlı binada hastalara hizmet vermektedir. Kullanım alanında 38 yatak, 4 genel yoğun bakım yatağı bulunmaktadır. 3 acil servis yatağı da dahildir ve bir genel yoğun bakım yatağı, 1 yenidoğan yoğun bakım
Kasık fıtığında ilk bulgu kasık bölgesinde ağrıdır. Daha sonra bu bölgede ele gelen şişlik ve daha sonrasında da gözle görülür bir şişlik olur. Kadın ve erkeklerde bulgular benzerdir. Kasık hernisi (fıtığı) komplike olduğunda yani fıtıklaşan barsak düğümlenir veya kanlanması bozulursa; gangren olursa hastada
SAĞLIK 24.12.2020, 12:47. Manisa’da kasık fıtığı şikayetiyle hastaneye başvuran bir genç, ameliyat sırasında “Gesi Bağları” türküsünü söyleyerek ameliyat stresini unuttu. Kasık fıtığı şikayetiyle Manisa’nın Akhisar ilçesinde özel bir hastaneye gelen 26 yaşındaki Mustafa Keçili, Op. Dr. Erdem Nalbant
RrJe9yp. Bursa’da 30 yaşındaki Celil Koç kasık fıtığı için gittiği hastanede kalbinin delik olduğunu öğrendi. 30 dakikalık ameliyatsız müdahale ile sağlığına kavuşan Koç, ilerde doğabilecek kalp yetersizliği, akciğer damarlarında basınç yüksekliği, hipertansiyon sorununun önüne kasık fıtığı ameliyatı için gittiği hastanede kalbinin delik olduğunu öğrenen 30 yaşındaki Celil Koç, Transkateter Atriyal Septal Defekt ASD kapatılması yöntemi, yani ameliyatsız kalp deliğinin kapatılmasıyla sağlığına kavuştu. Yaklaşık 30 dakika süren müdahale sonucu eski sağlığına kavuşan Koç’u ziyaret eden Medicana Bursa Hastanesi Kardiyoloji Kliniği hekimi Prof. Dr. Enbiya Aksakal, “Başka bir hastanede kasık fıtığı ameliyatı için gerekli olan testlerden geçen Celil Koç, kalbinin 2 santimetre delik olduğunu öğrenmiş. Geçmişte ciddi bir şikayeti olmayan hastamız, askerliğinden tutun da bütün günlük aktivitelerini rahatlıkla yapabilen bir profili var. Kalbinin sağ bölümünde büyüme ve 2 santimetrelik delik tespit edildi. Ancak bu deliğin kalbini etkilemesi, kalp fonksiyonlarının ilerleyen süreçte bozulması ihtimalinin yüksek olması sebebiyle gerekli müdahaleyi yaptık. Hastanın kasığından girerek herhangi bir kesi olmaksızın deliği tamamen kapattık. İşlem sırasında ve sonrasında hiçbir sorun çıkmadı. Transkateter Atriyal Septal Defekt ASD müdahalesi sonrası bu haliyle ilerleyen yaşlarında hiçbir sorun olmadan hayatını idame ettirebilecek. Bütün bireylerin yaptığı bütün aktiviteleri yerine getirebilecek” yıllar ameliyattan korktuğu için kasık fıtığı ameliyatı olmaktan kaçındığını belirten Celil Koç, karar verdiğinde ise EKG çekiminde ve kalp muayenesi sonrası kalbinin delik olduğunun ortaya çıktığını söyledi. Koç, “Gerekli ölçümlerin ardından kapalı tip ameliyat olabileceğim söylendi. Kısa süren operasyon sonunda kendimi gayet iyi hissediyorum. Kasık fıtığı ameliyatımı ise 6 ay sonraya erteledik” diye Koç, işlemi yapan Medicana Bursa Hastanesi hekimleri Prof. Dr. Enbiya Aksakal ve Doç. Dr. Selim Topcu’ya teşekkür etti. Yerel Haberler kategorisinde bulunan hiçbir habere herhangi bir editoryal müdahalede bulunulmamıştır. Anadolu Ajansı, İhlas Haber Ajansı, Demirören Haber Ajansı tarafından hazırlanan tüm Bursa Haberleri, otomatik olarak servis edildiği şekilde bu sayfada yer almaktadır. Bursa Haberleri bölümünde yer alan haberlerin tamamının hukuki muhatabı haberi servis eden ajanslardır.
İnguinal herni olarak tanımlanan kasık fıtığı, karın duvarı fıtıkları içinde en sık görülen, kasık bölgesinde oluşan fıtıklardır. Erkeklerde kadınlara oranla görülme sıklığı yaklaşık 3 kat daha fazla olan kasık fıtığı, tüm fıtık türlerinin %80’ini oluşturur. Karın duvarında var olan bir defekt ya da yırtık içerisinden intraabdominal yani karın içi dokuların anormal bir şekilde dışarı çıkarak cilt üzerinde şişlik yaratmasıdır. Fıtık, yeni doğan bebeklerden ileri yaştaki kişilere kadar her yaşta ve cinsiyette görülebilen bir hastalıktır. Fıtığın görüldüğü bölgeler çoğunlukla karın duvarının zayıf olduğu yerlerdir. Kasık fıtığında karın içi organlarından birinin, çoğunlukla bağırsağın bir kısmının, kasık kısmında yer alan karın zarı duvarının zayıf bir noktasından dışa doğru cilt altından çıkmasıdır. Başlangıçta ayakta, hapşırınca, öksürünce, ıkınma ve zorlanma ile karın içi basıncın artmasına bağlı olarak kasık bölgesinde görünür olan fıtık, kişi yattığında görünmez olur. Ancak tedavi edilmemesi durumunda fıtık genişleyerek şişlik artar. Beslenme ve diyet, egzersiz ya da ilaç yardımıyla zaman içinde kendi kendine iyileşmez. Toplumda yaklaşık olarak her 10 erkekten birinde görülen kasık fıtığının üç tipi bulunur Direkt herni, indirekt herni ve femoral herni. Direkt İnguinal Herni Fıtık, direkt olarak karın duvarından çıkarak oluşur ve %40 oranında iki taraflı olur. Kasların zayıflaması sonucu ileri yaşlarda görülür. Yarım ay şeklinde bir görünümdedir ve çok büyük değildir. İnguinal kanalından çıkmaz ve karın içine el ile itilebilir. Çoğunlukla ayaktayken ya da karın için basıncı artıran hareketler ile görünür. Tedavi edilmez ise fıtık, skrotuma yani testis torbasına inebilir. İndirekt İnguinal Herni En sık görülen kasık fıtığı olan indirekt herni ise inguinal kanalın içinden çıkar. Kadınlara oranla erkeklerde 10 kat daha fazla rastlanır. Doğumsal bir oluşumdur ve çoğunlukla gençlik döneminde olmak üzere, tüm yaş gruplarında görülebilir. Genellikle tek taraflı olan fıtık, çok büyük olabilir ve direkt inguinal hernide olduğu gibi skrotuma inebilir. Boğulmuş fıtık olarak bilinen strangüle riski oldukça yüksektir. Femoral Herni Kadınlarda en sık görülen fıtık türüdür. Kasık bölgesinde yer alan ve bacağa giden ana damarlar, femoral ring adlı dar ve yaklaşık 2 cm uzunluğunda bir açıklıktan geçer. Bu bölgede oluşan fıtıklara femoral herni denir. Gebelik ve fiziksel zorlanma sonucunda oluşur. Kasık fıtığı belirtileri Bazı fıtıklar, rutin kontroller esnasında fark edilir ve herhangi bir yakınmaya yol açmaz. Kasık fıtıkları akut olarak belirti göstermese de genellikle kasık bölgesinde şişlik ya da kabarıklık ile karakterizedir. Kişi genellikle kasığında gevşeme ve sonrasında ağrı hisseder. Yumuşak ve içe bastırılabilir durumdaki bu şişlikler, karın içi basıncın arttığı durumlarda görünür ve kişi yattığında yok olur. Şişlik üzerinde yanma ve ağrı hissi olabilir. Ağır kaldırma esnasında basınç hissi, rahatsızlık ve acı hissedilir. Yemeklerden sonra ağrı hissedilebilir ve bazı durumlarda kabızlığa yol açabilir. Bazı tiplerinde fıtık testis torbasına iner ve bu bölgede şişlik görülür. Çoğu zaman tanısı fizik muayene ile konulsa da bazı durumlarda hekim tarafında kasık ultrasonu istenir. Kasık fıtığı neden olur? Erkek bebeklerin ana karnında iken, karın içinde yer alan testislerinin, inguinal adlı iki ayrı kanaldan geçerek, gebeliğin son iki ayında torbalarına iner. Her iki tarafta yer alan inguinal kanal, normal şartlarda doğumdan kısa bir süre sonra bebeğin kaslarının gelişmesi ile kendiliğinden kapanır. Ancak bazı durumlarda kanallardan biri ya da her ikisi kapanmaz ve fıtık oluşumu için gerekli olan zayıf bölgeyi oluşturur. Erkeklerde, kadınlara göre daha sık görülmesinin sebebi budur. Kalıtımsal nedenler, kolajen sentezinin azalması, bağ dokularının zayıflaması, yaşlılık, aşırı zayıflama ya da kilo alma, ağır kaldırma, kabızlık, ıkınma, kronik öksürük, idrar güçlüğü, gebelik, travmalar, karın içinde olan tümörler de fıtık oluşumuna yol açabilir. Kasık fıtığının oluşumuna neden olan diğer faktörler şöyledir Kronik akciğer hastalıkları Kronik kabızlık Prostat hastalıkları Genetik faktörler Prematüre doğmuş olmak Daha önce ameliyatı geçirmiş olmak Sigara kullanımı Aşırı egzersiz Kasık fıtığının riskleri nelerdir? Kasık fıtığı, oluşumunda rol oynayan iç organların dışa sarkması ve sıkışması sonucu hayatı tehdit edecek boyutlara ulaşabilir. Bu risk çoğunlukla fıtığın boğulması sonucu oluşur. Sıkışmış fıtıklarda önceleri yumuşak olan kubbe şeklindeki çıkıntı, gergin, ağrılı ve yatınca küçülmeyen bir hâl alır. Sıkışan organ yeteri kadar kan ile beslenemediği için kangren oluşumuna, delinmeye ya da karın içi zarının iltihaplanması olarak bilinen peritoniteye sebep olabilir. Boğulmuş fıtık mutlaka acil olarak opere edilmesi gereken bir durumdur. Kasık fıtığı ağrısı nerelere vurur? Kasık, bel ve karın bölgesinde hissedilen kasık fıtığı, erkeklerde testislerde de hissedilebilir. Kasık fıtığı tedavisi Kasık fıtığının ilaçlı tedavisi bulunmamaktadır ve tek tedavi yöntemi cerrahidir. Ancak ameliyat edilemeyecek fizyolojiye sahip kişiler ve ileri yaşta hastalar, hekimin önerisi doğrultusunda nadiren kasık bağı kullanabilir. Kasık bağı bacakların hareketlerini kısıtlar ve fıtık üzerine tampon oluşturarak fıtığın dışarı çıkmasını engeller. Ancak kasık bağının kenarından çıkması durumunda sıkışarak, fıtığın boğulmasına sebep olabilir. Bu yüzden eğer mümkün ise mutlaka ameliyat tercih edilmelidir. Fıtık cerrahisinde amaç fıtığın karın içine yerleştirilmesi, kese oluşumunun ortadan kaldırılması, çıkışa sebep olan boşluğun kapatılması ve nüks etmesini engellemek maksadıyla karın duvarında bulunan defektin onarılmasıdır. Kasık fıtığı ameliyatı Abdominal duvarda yani karın duvarında oluşan yırtık doğal seyrinde küçülmek ve iyileşmek yerine büyümeye meyillidir. Bu yüzden fıtık teşhisi konmuş kişilerin zaman kaybetmeden opere edilmesi önerilir. Fıtık küçük ise, lokal anestezi altında dahi kolayca opere edilebilse de çoğunlukla genel anestezi tercih edilir. Açık ya da laparoskopik olarak adlandırılan kapalı ameliyat yöntemleri ile opere edilebilen kasık fıtıkları, açık yöntem uygulandığında, kasık bölgesine yaklaşık 5 ile 6 cm. uzunluğunda bir kesi ile yapılır. Laparoskopik cerrahide ise 3 adet küçük kesi oluşturulur ve bu deliklerin birinden içeri sokulan kamera ile ameliyat gerçekleştirilir. Her iki ameliyatta da fıtıklı bölgenin içinde yer alan organlar karın içine alındıktan sonra mesh adı verilen bir yama, kas ile karın zarı arasında bulunan bölge üzerine konarak, tekrar fıtık oluşmasının önüne geçilir. Mesh vücut tarafından kolayca kabul edilir ve yan etkisi bulunmaz. İki ameliyat türünde de yapılan işlem aynı olmasına rağmen kapalı ameliyat, açık ameliyata göre daha konforlu, ve az ağrılıdır. Ancak genel anestezi kullanımının mümkün olmadığı, prostat ameliyatı öyküsü olan, sıkışmış ve boğulmuş fıtıkların olduğu ya da çok büyük fıtıklarda kapalı ameliyat uygulanmaz. Ameliyattan birkaç saat sonra hasta beslenebilir ve yaklaşık olarak 8 saat sonra ayağa kalkabilir. Çoğunlukla hastalar bir gün sonra taburcu olurlar. Herhangi bir diyet programı bulunmaz ve kişi kendini iyi hissettiği an işe başlayabilir. Evde de bir buçuk ay boyunca ağır kaldırmamaları, yapılan egzersizlere aynı süre ile ara verilmesi, düzenli ve dengeli beslenerek kilonun kontrol altında tutmaları gerekir. Sağlıklı bir yaşam için, kontrollerinizi belirli aralıklarla yapmayı ihmal etmeyin. Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.
Mini Gastrik Bypass Ameliyatı Nedir? Nasıl Yapılır?Mini Gastrik Bypass Ameliyatını Kimler Olabilir?Mini Gastrik Bypass Ameliyatını Kimler Olamaz?Mini Gastrik Bypass Ameliyat Fiyatı Kaç Liradır? Fiyat Neye Göre Değişir?Mini Gastrik Bypass Ameliyatı Avantajları Nelerdir?Mini Gastrik Bypass Ameliyatı Dezavantajları Nelerdir?Mini Gastrik Bypass Ameliyatı Sonrası Kontrol Mini Gastrik Bypass Ameliyatı Nedir? Nasıl Yapılır? Mini gastrik bypass ameliyatı, gastrik bypass ameliyatına bir alternatif olarak ortaya çıkmıştır ve son zamanlarda popülarite kazanmıştır. Gastrik bypass ameliyatına göre teknik olarak daha basit ve ameliyat süresi daha kısadır. Komplikasyonları obezite ve metabolik cerrahi operasyonlarından geleneksel gastrik bypassa göre daha azdır. Hem yeme kısıtlayıcı hem de emilim bozucu bir ameliyattır. Teknik Ameliyat genel anestezi altında ve laparoskopik olarak gerçekleştirilir. Trokarlar yerleştirilip karbondioksit insuflasyonundan sonra ağızdan mideye orogastrik tüp yerleştirilir. Pilordan 3-4 cm proksimalden başlanarak uzun ve ince bir mide hazırlanır. Treitzdan itibaren 200 cm ince barsak ölçülerek oluşturulan mideye anastomoz yapılır. Mini Gastrik Bypass Ameliyatını Kimler Olabilir? 18-65 yaş arası olanlar, özel durumlarda ve kurulun karar vermesi halinde 18 yaş altı ve 65 yaş üstü de ameliyat olabilir. Vücut kitle indeksi 35 ’in üzerinde olanlar, Vücut kitle indeksi 30-35 arası olup ek olarak kilolara bağlı yandaş hastalık olanlar hipertansiyon, kolesterol, şeker hastalığı, uyku apnesi, kalp yetmezliği, metabolik sendrom vs Kilo vermek için diğer tedavi yöntemlerini deneyip başarısız olanlar, Ameliyatı ve anesteziyi kaldırabilecek durumda olanlar, Mini Gastrik Bypass ameliyatını olabilirler. Mini Gastrik Bypass Ameliyatını Kimler Olamaz? Ciddi ve tedavi altında olmayan psikiyatrik hastalığı olanlar, Madde veya alkol bağımlılığı olanlar, Ciddi hormonal bozukluğu olan hastalar, Ameliyat sonrası diyet konusunda ve gerekli hayat stili değişikliği yapamayacak olan hastalar, Anestezi almaya engel olacak hastalığı olanlar, Kanser hastaları, Yakın zamanda 1 yıl içerisinde gebelik planlayanlar, Obezite ve Metabolik Cerrahi Ameliyatlarından Mini Gastrik Bypass ameliyatını olamazlar. Mini Gastrik Bypass Ameliyat Fiyatı Kaç Liradır? Fiyat Neye Göre Değişir? Obezite ve Metabolik Cerrahi ameliyat fiyatlarını etkileyen faktörlerin başında hastane segmenti gelmektedir. Bu ne demektir? Hastaneler de tıpkı oteller gibi bazı ölçülere göre üst, orta, alt segment şeklinde sınıflandırılırlar. Hastanelerde sınıflandırma, barındırdıkları klinik bölüm, teknoloji, ekipman, malzeme ve görüntüleme ve laboratuvar çeşitlerine ve donanımlarına göre yapılır. Üst segment hastaneler çok sınırlı sayıda olup hem donanım hem ekip bakımından üst düzeyde imkanları olan hastanelerdir. Inter Bariatrics ekibimiz ameliyat hizmeti için üst segmentte hastaneleri tercih etmektedir. Fiyatı etkileyen ikinci faktör hastanede yatış süresidir. Hastane segmentlerine göre yatış süresi fiyat aralığı çok değişkendir. Hele de yoğun bakımda izlenmesi maliyeti ciddi oranda artıran bir faktördür. Hastaya ameliyat öncesi verilen paket fiyata nelerin dahil olduğu mutlaka öğrenilmelidir. Bazen uygun olarak verilen fiyatlara alacağınız hizmette diyetisyen paketi, doktor kontrollerinde muayene ücreti içerip içermediği oldukça önemlidir. Zira uygun görünen fiyat daha sonra ödeyeceğiniz ücretler eklenince çok ekonomik olmayabilir. Inter Bariatrics Ekip olarak hastalarımıza; Inter Bariatrics Kiniğimizde Prof. Dr. Hasan ALTUN ile ücretsiz ön görüşme, Ameliyat öncesi alanında uzman doktorlardan oluşan; Kardiyoloji, Göğüs Hastalıkları Dahiliye, Psikiyatri, Anestezi ve Diyetisyen ekibi ile rutin tetkik ve hazırlık muayeneleri, Mini Gastrik Bypass Ameliyatı Sonrası; 1 gece yoğun bakım ünitesi takibi ve 2 gece özel odasında refakatçi ile birlikte konaklaması, Taburcu sonrası Inter Bariatrics Klinikte; 5 yıl diyetisyen takibi, 5 yıl doktor kontrolleri dahil, kontrollerinizde istenecek tetkikler ise hariç, Aksi belirtilmedikçe aylık planlanan obezite grup destek terapi toplantıları dahildir. Mini Gastrik Bypass Ameliyatı Fiyatları Mini Gastrik Bypass Ameliyatı fiyatları 2020 için lütfen formu doldurunuz. Mini Gastrik Bypass Ameliyatı Avantajları Nelerdir? Obezite ve metabolik cerrahide emilim bozukluğu yaratan ameliyatlardan mini gastrik bypass ameliyatı avantajlarını sayacak olursak; Kilo verdirme etkisi tüp mideye göre daha fazladır. Yandaş hastalıklardan kurtarma oranı tüp mideye göre daha yüksektir. Zor ve riskli de da olsa kısmen geriye dönüşümlüdür. Hem yeme kısıtlama hem de emilim bozukluğu yapar. Mide bypassa göre daha basittir. Mini Gastrik Bypass Ameliyatı Dezavantajları Nelerdir? Hastanede kalış süresi daha uzundur. Obezite ve metabolik cerrahi ameliyatlarından mini gastrik bypass emilim bozukluğuyaptığından hayat boyu en az iki vitamin ve mineral takviyesi gerekir. Vitamin kullanılmadığı takdirde ağır vitamin eksikliği sendromu görülebilir. Mini gastrik bypass daha komplike ve daha uzun süren bir ameliyattır, bu yüzden komplikasyon oranları daha fazladır. Daha yakın takip gerekir. Dumping sendromu görülebilir. Karın içerisinde endoskopi ile görüntülenemeyen mide kalır. Mini gastrik bypass ameliyatı sonrasında barsaklarla ilgili tıkanıklık ve ülser gibi sorunlar görülebilir. Mini Gastrik Bypass Ameliyatı Sonrası Kontrol Inter Bariatrics Klinikte Prof. Dr. Hasan Altun ile obezite ve metabolik cerrahi ameliyatınızın 10. Günü ilk kontrolünüz yapılır. Daha sonra 1. Ay kontrolünüzde genel durumunuz ameliyata bağlı varsa problemleriniz, beslenme ile ilgili sorularınız varsa sorunlarınız değerlendirilir, ancak kan tetkiki yapılmaz. 6. ay ile 1. Yılda ve sonrasında aksi belirtilmedikçe 5 yıl boyunca yıllık aşağıdaki tetkikleri SABAH AÇ KARNINA yaptırıp, obezitecerrahi mail adresimize; Ad, soyad, Güncel iletişim bilgisi, Güncel kilonuzla birlikte değerlendirilmek üzere gönderiniz. Sonuçlar 24-48 saat içinde değerlendirilerek, aksi bir durum gelişmedikçe aynı mail adresine geri bildirim yapılarak cevaplanacaktır, takip ediniz. Kontrol Randevularınız; ten sonra Fulya Inter Bariatrics Klinikte olacak şekilde düzenlenecektir. Hastalarımız tetkiklerini herhangi bir sağlık merkezinde yaptırabilecekleri gibi, aşağıdaki anlaşmalı kurumda da yaptırabilirler. Elab Laboratuvar Hizmetleri Fulya Evde ya da iş yerinde kan alma hizmeti mevcuttur. ELAB İletişim +90 531 372 91 80 – +90 212 247 00 99 KONTROL TETKİK LİSTESİ; Hemogram HbA1c Açlık kan şekeri Elektrolit Na, K, Cl Üre Ürik asit Kreatinin Kalsiyum Total Protein Albümin AST ALT Lipid profili TG, kolesterol, HDL, LDL Açlık insülini Demir Ferritin Vitamin B12 Folat Vitamin D Fosfor Alkalen Fosfataz İntakt PTH Tsh Serbest T4 GGT
Tüp mide mide küçültme ameliyatı hakkında merak edilen sorulardan biri de tüp mide ameliyatı fiyatı nasıl belirlenir şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Tüp mide ameliyatı ücreti belirlenirken dikkat edilen birçok unsur vardır ve bu unsurlar her hastadan hastaya farklılık arz edebilir. Ayrıca her hastanın operasyon sonrası dönemde hastanede kalması gereken süre de birbirinden farklıdır. Bu nedenle tüp mide ameliyatı fiyatları hakkında net ve standart bir bilgi vermek ne yazık ki mümkün değildir. Bunun için ilk olarak hastanın durumunun uygulamayı yapacak olan hekim tarafından değerlendirilmesi gerekir. Kişinin diğer bireylerden farklı bir sağlık durumu da olabilir. En net ve doğru bilgiye yalnızca muayene sonrasında ulaşılabilir. Tüp Mide Ameliyatı Nedir? Tüp mide ameliyatı mide küçültme ameliyatı, sleeve gastrektomi ya damide aldırma ameliyatı obezite ile mücadele kapsamında yapılan obezite ameliyatları arasında en önemli operasyonlardan biri olma özelliğine sahiptir. Peki, tüp mide ameliyatı nedir ve nasıl yapılır? Bu operasyon sırasında mide tüp şeklinde boru gibi bir görünüme kavuştuğu için operasyon bu şekilde adlandırılmaktadır. Mide üst kısmı daha geniş ve alt kısmı daha dar hacme sahip bir organdır. Geniş hacimli kısım alt kısım ile aynı düzeye indirgenir ve fazlalık olarak kalan kısım kesilir. Ardından mide yeniden dikilir ve işlem tamamlanır. Daha sonrasında hasta uyandırılarak servise alınır ve operasyon sonrası rutin kontrolleri yapılır. Hastanın bu dönemde midesinde kaçak kontrolü de yapılır. Herhangi bir kaçak durumunda endoskopik kaçak kontrolü ya da tekrar operasyonun gündeme gelebilir. Tüp mide ameliyatında kaçak kontrolü işleminin önemi ciddi anlamda büyüktür. Aksi halde kişinin beslenmesi sırasında komplikasyon gelişmesi olasılığı bulunur. Sleeve Gastrektomi Ameliyatı Olabilir miyim? Tüp mide ameliyatı ile ilgili hekimlere yöneltilen sık sorulardan biri de tüp mide olabilir miyim, şeklindedir. Tüp mide ameliyatı her bireye uygulanabilen bir işlem değildir. Öncelikle kişinin endokrinoloji, psikiyatri, dahiliye, göğüs hastalıkları ve kardiyoloji gibi birçok birime muayene olması gerekmektedir. Bunun nedeni bireyin hem vücut yapısının hem iç dengesinin homeostazi hem de psikolojik durumunun bu operasyon için yeterli düzeyde olup olmadığına bakılmasının gerektiğidir. Tüp mide ameliyatı ciddi bir operasyondur. Bireyin disiplinli olması ve operasyon sonrası süreçte hekiminin önerilerinin dışına çıkmadan davranabiliyor olması gereklidir. Bu nedenle de bireylerin tüm kontrolleri yapılır ve sağlık durumu hakkında yeterli miktarda bilgi edinilir. Kişinin bu operasyonu geçirebilmesi için; Kişinin 15 ile 65 yaş arasında olması gereklidir. Vücut kitle indeksi tablosunda kilosunun morbid obez grubunda olması gereklidir. Bu da 40 kg / m2 ve üzeri olan bireylerin grubuna verilen bir addır. Eğer kişinin vücut kitle indeksi 35 kg / m2 ile 40 kg / m2 aralığında yer alıyorsa bu durumda da kişide tip 2 diyabet hastalığı durumu, uyku apnesi, metabolik sendrom gibi sorunlar olup olmadığı araştırılır. Bu operasyon kesinlikle kişinin daha estetik ve fit bir görünüme kavuşması için yapılmaz. Daha çok kişinin kilo kaynaklı sağlığında ciddi anlamda deformasyon olduğu fark edildiği zaman yağılır. Bu deformasyonun şiddeti de yapılan tetkikler sırasında ve alınan anemnez sırasında belirlenir. Ardından kişiye tüp mide ameliyatı uygulanmasına karar verilebilir. Tüp Mide Ameliyatı Sonrası İyileşme Süreci Tüp mide ameliyatı sonrası iyileşme sürecinde hastanın dikkatli olması gereken birtakım unsurlar vardır. Bu durumlara dikkat edilmediği takdirde kişi komplikasyonlar ile karşı karşıya kalabilir. Bu nedenle hekimin kendisinden beklentilerini kendi iyiliği için benimsemelidir. Tüp mide ameliyatı sonrası iyileşme süreci Operasyon kapalı ameliyat tekniği ile yapıldığından dolayı küçük kesilerden dolayı bir miktar iz kalabilir. Ancak bu iz kendiliğinden bir süre sonra küçülerek yakından bakıldığında fark edilecek bir hal alır. Bu nedenle tüp mide ameliyatı estetik bir probleme neden olmaz. Operasyon sonrası hastanın geçici süre de olsa vitamin ve mineral takviyeleri alması ve besinlerini seçerken de vitamin ve mineral bakımından zengin içerikli olanlarını alması daha doğru olacaktır. Operasyon sonrası dönemde ilk 3 ay kişinin ağır egzersiz yapması doğru değildir. Ameliyat sonrası hafif tempolu yürüyüşler ile spora başlanır. Ardından zamanla artırılır. 3. ayını tamamladıktan sonra sıkılaşmak için aerobik, pilates ve fitness gibi egzersizlere geçilir. Operasyon sonrası dönemde kişi illaki bir egzersiz yapmak istiyorsa çok hafif tempolu olmak koşulu ile yürüyüşlere çıkılabilir. Kişinin operasyon sonrası dönemde en dikkatli olması gereken konu beslenme konusudur. Besin tercihleri daha çok protein ağırlıklı olmalıdır. Proteinler vücudumuzda daha geç sindirilir ve tokluk hissini daha uzun süre sağlarlar. Besinlerde tek lokma uzun süre çiğnenmelidir. Kişi uzun uzun çiğneyerek yemek yemelidir. Aksi halde mide bulantısı ve kusma görülebilir. Bireyin mide kapasitesi yaklaşık 50 ml şeklindedir. Bunun dışına çıkıldığı zaman mide fazlalık olarak algıladığı kısmı dışarıya atmak isteyecektir. Bu nedenle besinlerin porsiyon miktarına da ciddi anlamda dikkat edilmelidir. Tek tip besinler değil diyetisyen kontrolünde belirlenen besinler daha sık tüketilmelidir. Mide Küçültme Ameliyatı Fiyatları 2020 Tüp mide mide küçültme ameliyatı fiyatları ve operasyon maliyeti hakkında bilgi almak ve randevu oluşturmak için whatsapp üzerinden iletişime geçebilir ya da İstanbul Ataşehir’deki kliniğimizi ziyaret edebilirsiniz. Tüp Mide Ameliyatları İle Obeziteden Kurtulabilir Miyiz? Tüp mide operasyonları kesin olarak obeziteden kurtulma yöntemleri değillerdir. Ancak oldukça başarılı bir obezite karşıtı işlemlerdir. Tüp mide ameliyatlar ile günümüzde yüz binlerce insan zayıflamışlardır. Bu yüzden obezite ile savaşta oldukça önemlidir. Tüp Mide Ameliyatı Sonrası Beslenme Tüp mide ameliyatı sonrası beslenme oldukça önemlidir. Bu süreçte uzman doktorunuzun yönlendirmesine göre hareket etmeniz gerekmektedir. Oluşturulan program ile beslenmenizi yapmanız faydanıza olacaktır. Tüp Mide Ameliyatları İçin Yaş Sınır Kaçtır? Tüp mide ameliyatları için ortalama olarak 18 ila 65 yaş arasında bulunan bireylere yapılmaktadır. Bu yaş aralığında gerçekleştiren operasyonlar ile olumlu sonuçların alındığı gözlemlenmiştir. Tüp Mide Ameliyatı Sonrası Spor Tüp mide ameliyatınızın bitmesinin ardından spor yapmanız da oldukça önemlidir. Ancak yaranız taze olacağı için ameliyattan sonra daha hafif egzersizler yapmanız önerilmektedir. Akabinde gelişen süreçte daha zorlu sporlar yaparak; tedavinizin işlevini güçlendirebilirsiniz. Kaynakça
Kasık fıtığı erkek çocuklarda daha sık görülüyorKasık fıtığı, bazı bebeklerde hayatın ilk günlerinde kasıkta şişme ile ortaya çıkarken bazen daha ileri yaşlarda, hatta erişkin dönemlerde bile ortaya çıkabilmektedir. Çoğunlukla bebeklerin yaşamının ilk 2 yılında belirti gösterir ve muayene sırasında kolaylıkla tanı konulur. Bazı durumlarda tanı konulması için ultrasonografi ihtiyacı duyulabilir ancak ultrason her zaman güvenli sonuç vermeyebilir. Kasık fıtığında sıkışma olmadığı sürece ciddi bir ağrı görülmez. Bu nedenle kasığında şişlik veya anormal bir kabarma görülen tüm çocuklar kasık fıtığı teşhisi için mutlaka bir çocuk cerrahisi uzmanı tarafından muayene edilmelidir. Kasık fıtığı, sağ kasık tarafında ve daha çok erkek çocuklarda görülür. Her beş hastanın birinde ise her iki kasıkta da ortaya çıkabilir. Fıtığın iki tarafta ortaya çıkması, prematüre ve kız bebeklerde daha sık görülür ve çoğunlukla iki taraf aynı anda için zaman kaybı bazı riskler doğurabilirKasık fıtığının tek tedavisi ameliyattır. Beklemekle veya ilaçla fıtık iyileşemez. Bağırsaklar veya kız çocuklarında yumurtalıklar kasık kanalında sıkışabilir ve kangren gelişebilir. Kasık fıtığı olan hastalarda bu tür ciddi riskler nedeniyle fıtık ameliyatı tanı konulduktan sonra en erken dönemde yapılmalıdır. Sıkışma oluşması durumunda ise beklemeden acil olarak ameliyat yapılmalıdır. Kasık fıtığı ameliyatları her yaşta ve her kilodaki hastaya hem açık hem de kapalı olarak bilinen laparoskopik yöntemle yapılabilir. Hastanın düşük kilolu, birkaç günlük veya birkaç aylık olması ameliyata engel ameliyat tedavide konfor sağlıyorAmeliyat, hastanın durumuna göre açık veya kapalı olarak yapılabilir. Kapalı ameliyatta; Göbekten 3 mm'lik bir kamera yardımı ile karın içi gözlenir. Bu gözlem sırasında fıtık olan taraf ve diğer taraf kasık kanalının açık olup olmadığı, kanala giren bir bağırsak veya yumurtalık varsa, bunun herhangi bir sıkışmaya veya kangrene yol açıp açmadığı belirlenebilir ve anında müdahale edilip sorun ortadan kaldırılabilir. Kasık fıtığı ameliyatını laparoskopik kapalı olarak yapmanın açık ameliyata göre birçok avantajı kasık fıtığı ameliyatının avantajlarıKasıklardan kesi yapılmadığı için hemen hemen hiç iz bölgesinde açık ameliyattaki gibi cilt, cilt altı dokuları ve kasık kanalı tabakası kesilmez. Dolayısıyla hastanın duyacağı ağrı açık ameliyata göre çok daha kasık fıtığı onarımının en önemli avantajlarından biri de şişlik olmayan diğer kasık kanalının işlem sırasında görülebilmesidir. Bu sayede diğer kasıkta da sorun varsa, orası aynı ameliyatta tedavi çocuklarında yapılan açık ameliyatta fıtık kesesini testisin damarlarından ve sperm kanalından ayırmak için tutmak ve bazen de çekmek gerekebilir ancak kapalı ameliyatta fıtık kesesi çıkartılmadığı için testisin damarlarına veya sperm kanalına hiç kasık fıtığında, tedavi için altın standart kapalı ameliyattır. Karın içi yapışıklıkların olmadığı daha temiz bir alandan ameliyat yapılır ve bu sayede testis ve testis yapıları zarar kasık fıtığı ameliyatı, açık ameliyata göre daha kısa sürer ve dolayısıyla hastanın alacağı anestezi miktarı da daha az olur. Bu sayede hasta daha hızlı bir şekilde kendine yatış süresi kısalır, hatta gelişen bir komplikasyon yoksa hasta ameliyattan 2 saat sonra taburcu edilebilir. Sperm Asker Güncel Haberler
kasık fıtığı ameliyatı fiyatı 2020