Terörörgütü YPG/PKK, Suriye'de Rakka kent merkezinde yaşayan 17 yaşındaki 1 kız çocuğunu silahlı kadrosuna katmak için kaçırdı. PAk1yDD. KOCAMDAN İZİNSİZ AİLEME YARDIMDA BULUNMANIN KEFFARETİ NEDİR? Soru Selamunaleykum hocam. Bir sorum olacak. Daha önce aileme maddi yardımlarda bulunmuştum. Eşimin sonradan haberi oldu. İzinsiz gönderdiğim için aramız bozulmuştu. Ondan habersiz bir daha yardımda bulunmayacağıma yemin ettirmişti. Dedem hastalandığı için yanıma gelecekler, yol parası göndersem yemini mi bozar mıyım? Bozulursa kefareti nedir? Cevaplarsanız sevinirim. Cevap Ve aleyküm selam Kocanızdan izin almadan evdeki bir elmayı ya da iğne parçasını bile dışarıdaki birine vermeniz caiz değildir. Size ait olan mal ve paradan ise istediğiniz kadar hediye edebilirsiniz. İslam'da erkeğin malları erkeğe, kadının malları da kadına aittir. Kadın, kendi malı ve parasında istediği tasarrufu yapma hakkına sahiptir. Şayet kocanızın parasından habersizce gönderirseniz; 1. Yemini bozmuş olursunuz ve 10 fakiri 1 gün doyurmak zorunda kalırsınız. 2. Kocanızın hakkına girmiş olursunuz ki, ahirette kul hakkının vebali büyüktür. Haberler > Arkadaşlıklarınızda Zorlanıyor musunuz? 17 Yöntem ile Arkadaş Edinme Derdine Son! - 1322 Arkadaşlık çoğunlukla doğal olarak gelişen, ne zaman-nasıl başladığını bilmediğimiz bir süreç olsa da; bazen yeni bir arkadaş edinmek ya da mevcut arkadaşlıklarımızı daha da pekiştirmek isteriz. Biz de bu aşamada size yardım etmek için, Iflscience aracılığıyla insanların sizi sevmesini sağlayan psikolojik araştırmaları inceledik. Hızlı bir şekilde daha iyi ilişkiler nasıl geliştirilir öğrenmek istiyorsanız okumaya devam edin. Kaynak 1. Kopyalamak Bu stratejiye 'ayna efekti' de denir ve diğerinin davranışını ustalıkla taklit etmeyi amaçlar. Biriyle konuşurken, beden dilini, hareketlerini ve mimiklerini kopyalamayı deneyin. 1999'da New York Üniversitesi araştırmacıları, insanların bilinçsizce birbirlerinin davranışlarını taklit ettiği zaman ortaya çıkan 'bukalemun etkisi'ni belgeledi ve taklidin beğeniyi kolaylaştırdığını açıkladı. Tabii ki bu birebir karşınızdakinin her şeyini kopyalamak demek değil, sadece benzer özelliklere sahip olduğunuz etkisini yaratmak. 2. Birlikte vakit geçirin Yapılan bir araştırmaya göre, insanlar aşina oldukları, tanıdıkları kişileri kendilerini yakın hissetmeye daha meyilliler. 1950'li yıllarda MIT tarafından yapılan bir araştırmaya göre, birbirine yakın evlerde oturan öğrencilerin, uzakta oturanlara göre arkadaş olma ihtimali daha yüksekmiş. Yakın zamanlarda yapılan bir diğer araştırma da; Pittsburgh Üniversitesi'nde 4 kadının farklı sıklıklarla psikoloji dersine katılmasına dayanıyordu. Öğrencilere 4 kadının fotoğraflarını gösterip hangisini kendilerine daha yakın hissettikleri sorulduğunda, aralarında hiçbir etkileşim olmamasına rağmen derslere en çok gelen kadını seçmişler. Sonuç olarak daha fazla zaman geçirdiğiniz insanlara kendinizi daha yakın hissedersiniz. 3. İltifat edin Yapılan bir araştırmaya göre; başkalarını tanımlamak için kullandığınız sıfatlar kişiliğinizle ilişkilendiriliyor. Bu teoriye spontane özellik aktarımı denir. Mesela birini kibar ya da zeki olarak tanımlarsanız büyük ihtimal onlar da size bu özelliklerle ilişkilendirecektir. Ama mesela sürekli birilerinin arkalarından konuşursanız, bir süre sonra sizin hakkınızda da negatif şeyler konuşulmaya başlanacaktır. 4. Arkadaşlarıyla tanışın ve onlara da arkadaş olun Yapılan bir araştırmanın sonucuna göre; ortak bir arkadaşa sahip olan iki kişinin yakın arkadaş olma ihtimali diğerlerinden daha yüksekmiş. Facebook'ta bile ortak arkadaş sayınızın yüksek olduğu kişileri daha kolay kabul etmiyor musunuz? 5. Evet iltifat edin ama sürekli değil tabii ki Bir başka teoriye göre, sürekli iltifat etmenin yapmacıklık izlenimi uyandıracağını, doğru zamanda ve akıllıca edilen iltifatların olumlu sonuçlar doğuracağını söylüyor. 6. Ya sıcak kanlı olun ya da yetkin olun Yine yapılan bir araştırmaya göre, birini öncelikli olarak sıcak kanlı ve yetkin olması kriterlerine göre değerlendiriyormuşuz. Mesela, eğer cana yakın bir insansanız genellikle sizi güvenilebilir buluyorlar ama ekonomik durumunuz ya da eğitim durumunuz iyiyse saygı duyulabilir bulunuyorsunuz. 7. Doğal olun, bazen kusurlarınızı da gösterin Başka bir teoriye göre; insanlar bir hata yaptıktan sonra sizi kendilerine daha yakın hissediyorlar - ancak genelde yetkin bir kişi olduğunuza inanıyorlarsa bu etkiyi yaratıyor. 8. Ortak yönlerinizi vurgulayın Theodore Newcomb'un bir çalışmasına göre, insanlar kendilerine benzeyen insanlara karşı daha yakın hisssediyorlar. Bu benzerliğe çekim etkisi de deniyor. Tartışmalı konularda ortak noktada buluşabildiğimiz insanları kendimize daha yakın hissediyormuşuz. Birisiyle daha yakın bir bağ kurmak istiyorsanız, bir benzerlik bulun ve bunu vurgulayın. 9. Dokunmak Bahsettiğimiz bu dokunma aslında subliminal bir dokunma oluyor. Mesela birinin sırtına ya da koluna dokunmanız bir süre sonra size karşı daha yakın hissetmesini sağlıyor. 10. Gülümsemek Gülümsemenin etkisi üzerine çok da bir şey söylemeye gerek yok galiba. İçten bir gülümse birçok şeyin başlangıcı olabiliyor çoğu zaman. 11. Onaylayın Kendini doğrulama teorisi olarak bilinen bu teori, insanların yaptıkları eylemlerde, inandıkları düşüncelerde çevrelerindeki insanlar tarafından onaylanmaya ihtiyaç duyduklarını söylüyor. Siz de yakın ilişkiler kurmak istediğiniz kişinin eylemlerini onaylarsanız bir adım öne geçmiş olursunuz. 12. Bir sırrınızı paylaşın Bu yöntem tartışmasız en iyi ilişki kurma yöntemlerinden birisi. Arthur Aron'un Stony Brook Üniversitesi'nde yaptığı araştırmada öğrencileri eşleştirdiler ve birbirlerini daha iyi tanımak için 45 dakika geçirmeleri gerektiğini söylediler. Deneyde öğrencilere sormaları gereken genelden özele doğru ilerleyen sorular verilmişti. Deney sonunda kişisel sorular üzerine daha fazla konuşmuş olanların, genel konuşmalar yapan öğrencilere göre birbirlerini daha yakın hissettikleri ortaya çıkmış. 13. İnsanlardan iyi şeyler bekleyin Pygmalion etkisine göre, insanlar birbirlerinin beklentilerini karşılayacak şekilde davranmaya çalışır. Yani bu demek oluyor ki, siz birilerinden iyi şeyler beklerseniz; onlar da size karşı bu yönde davranacaktır. Kısacası, birisinin sana karşı dostça davranmasını beklersen, onlar da sana daha samimi yaklaşırlar. 14. Karşılıklı beğeni Psikologların 'beğeninin karşılığı' dediği bu teoride, birinin bizi sevdiğini hissettiğimizde biz de otomatikman ona olumlu yaklaşmaya başlıyoruz. 15. Espri yeteneğiniz kullanın Yapılan araştırmalara göre, insanlar arkadaşlarında birçok şeyden daha fazla mizah anlayışı olmasına önem gösteriyor. Sonuçta yakın arkadaşınız olacak birinin sürekli asık suratlı gezmesini kim ister ki? Ya da daha kötüsü yaptığınız espriyi anlamamasını? 16. Kendileri hakkında konuşmalarına izin verin Harvard araştırmalarına göre, birinin kendi hakkında konuşmasına izin vermek ve onu dinlemek maddi bir şeyler kazanmış kadar kendini tatmin etmesini sağlıyormuş. Siz de bu sayede karşınızdaki kişinin hem hikayelerini dinlemiş oluyorsunuz hem de hiçbir şey yapmadan kendini iyi hissetmesini sağlıyorsunuz. Sonuç olarak da, arkadaş olmak istediğiniz bu insana bir adım daha yaklaşmışsınız bile! 17. Pozitif olun Eğer siz pozitif olursanız, çevrenizi de bu yönde etkilersiniz. Unutmayın insanlar yanlarında eğlendiği ya da enerjisini yükselten insanları çevrelerinde görmek isterler. Sevgili ablacığım, ben liseden sonra çalışma hayatına atılmış, 21 yaşında bir genç kızım. Bir tekstil fabrikasında çalışıyorum ve işimden memnunum. Hatta burada çok şey de öğreniyorum. Ama yine de bu iş beni doldurmuyor. Okumak ve eğitimimi tamamlamak istiyorum ama ne mümkün. Ailem, daha doğrusu babam ve iki ağabeyim beni çok sıkıyorlar. Ağabeylerimle aramızda çok yaş farkı var. Bu yüzden bana nefes aldırmıyorlar. Aslında babam ve annem ileri görüşlüdürler. Ama iş eğitime ve aile yapısına gelince geri kafalı olup çıkıyorlar. Benim arkadaşlarımla cumartesi geceleri gezmeme izin vermiyorlar. Herkes gezip eğlenirken, ben eve kapanıyorum. Arkadaşlarımı seçmekte bile onlar karar veriyorlar. Onları bir bakıma anlıyorum. Biricik kızlarına bir zarar gelsin istemiyorlar, ama sonuçta ben bunalıyorum. Az çok okumuşluğum var, hayat görüşüm var. Artık kendi kararlarımı veremez miyim? Bu kadar sıkmak niye? Çevremde dostlarım, sevdiğim arkadaşlarım var. Ama onlarla asla bir yere gidip eğlenemiyorum. Kırk yılda bir gece çıksam, saat 10'da eve dönmeliyim. Okumayı sürdürmek, üniversiteye gitmek istiyorum. Ona da karşı çıkıyorlar. Çıldırmak üzereyim. Lütfen bana bir akıl verin ablacığım. GözyaşlarıCanım kızım, keşke aileni razı edip okuman için izin koparabilsem. Ne kadar mutlu ederdi bu beni. Senin gibi okumak için çırpınan, meslek sahibi biri olup yükselmek için çaba gösteren bir genç kıza kim yardım etmek istemez? Ancak ne yazık ki, seninkiler gibi asla kendi bildiklerinden şaşmayan ailelere söz geçirmem mümkün olmuyor. Ailenin senin geceleri geç gelmene, gece kulüplerinde sabahlamana karşı çıkmasını bir bakıma anlayışla karşılayabilirim. Biliyorsun uyuşturucu ve alkol kullanımı gençler arasında giderek yaygınlaşıyor. Bir de kötü niyetli kişilerin oyununa gelmek var. Elbette sen aklı başında bir genç kızsın. İyiyi kötüyü ayırt edebilirsin. Ama, bugünkü şartlarda insan yavrusunu hep kanatları altında tutmaya çalışıyor. Bir gün onun da kendi kanatlarıyla uçmak isteyebileceğini düşünmekten kaçınıyor. Bu açıdan aileni kınama, ancak eğitimin konusunda onları yumuşaklıkla ikna etmeye çalış. Üniversiteyi okumak istemenin hakkın olduğunu, eğitimin bu zamanda bir genç kız için de ne kadar önemli olduğunu onlara öfkeyle değil, tatlılıkla anlatmaya çalış. Israrlı tutumun karşısında belki de sonunda yelkenleri suya indirebilirler. Kimbilir? Merhaba, ben 15 yaşındayım, 7. sınıfta ailemin zoruyla bir fünlüj rutinim vardı ve sabah okula gider akşam gelir 2 saat ödev yapardım. Hafta sonları da her gün 2 saat hafta sonu ödevimi yapıp test çözerdim ve ondan sonra 2-3 saat PC'den oyun oynardım. Ama bir gün evde akşam yemeği yerken annem LGS sınavı olana kadar bilgisayara dokunmak yok dedi. Sebebini sorduğumda bir şeyler geveledi ama net bir cevap vermedi. Bu olay 7. sınıfın yarı tatilinin başlamasından 1 gün önceydi. Ben hafta sonları annemler evde olduğu için PC'de oynamadım ve hafta içi gizlice oynamaya başladım. Ders çalışmam gereken zamanlarımı bilgisayarla harcadığım için not 1. dönem 96 olan ortalamam 91'e düştü. Şimdi 8. sınıftayım ve bunun olmasını istemiyorum, zaten derslerine çalışan bir insanın bilgisayarını alarak derslerden soğuttular. 2. dönemin sonuna 2 ay kaldı ve ben bilgisayarımı istiyorum. Madem notların düşüyor o zaman oynama diyebilirsiniz ama benim diğer hobilerimi de aldılar. Karantinadan önce zate arkadaşlarımla yemek yememi yasaklamışlardı ve şu an tek eğlencem bilgisayar oynamak. Oynadığım oyunlar yüzünden aldı diyebilirsiniz ama hayır ben Farming Simulator 17, Euro Truck Simulator 2 ve construcktion Simulator oynuyordum. Benim iyiliğim için yaptıklarını biliyorum ama yanlış. Tekrar bilgisayarımı açmak için ne yapabilirim? SORU Kendim ve eşim milli eğitim bakanlığında öğretmeniz. 2012 Ağustos'unda askere gittim. geçen ay 2015 ağustos askere gittiğim 6 aylık süre için eş yardımı yapılmadığını öğrendim. Eşimin okuluna başvurduğumuzda Milli Eğitim Müdürlüğünü aradıklarını ve ancak 3 yıl içindekileri ödeyebildiklerini belirtmişler. Bununla ilgili yaptığım araştırmalarda nette bir bilgide bulamadım. Acaba bununla ilgili bir kanun, yönetmelik var mıdır? Ne yapmalıyım. Vereceğiniz cevap ve göstereceğiniz ilgi için şimdiden teşekkürler. CEVAP 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun "Giderin gerçekleştirilmesi" başlıklı 33 üncü maddesinde; "Bütçelerden bir giderin yapılabilmesi için iş, mal veya hizmetin belirlenmiş usul ve esaslara uygun olarak alındığının veya gerçekleştirildiğinin, görevlendirilmiş kişi veya komisyonlarca onaylanması ve gerçekleştirme belgelerinin düzenlenmiş olması gerekir. Giderlerin gerçekleştirilmesi; harcama yetkililerince belirlenen görevli tarafından düzenlenen ödeme emri belgesinin harcama yetkilisince imzalanması ve tutarın hak sahibine ödenmesiyle tamamlanır.." İle "Ödenemeyen giderler ve bütçeleştirilmiş borçlar" başlıklı 34 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında;"İlgili olduğu mali yılın sonundan başlayarak beş yıl içinde alacaklıları tarafından geçerli bir mazerete dayanmaksızın, yazılı talep edilmediğinden veya belgeleri verilmediğinden dolayı ödenemeyen borçlar zamanaşımına uğrayarak kamu idareleri lehine düşer." hükümleri yer almaktadır. Bu nedenle; 5 yıllık zamanaşımı süresi içinde almamış olduğunuz herhangi bir ödemeyi talep edebilirsiniz. Askerlik hizmetini yerine getirirken eşinizin almadığı aile yardımı tutarını da bu kapsamda değerlendirebiliriz. Ancak, aile yardımı tutarı hesaplamasında ödenmesi gereken yıla ait katsayı dikkate alınacaktır. Ayrıca, dikkat edilmesi gereken bir diğer husus da sizin askere gittiğiniz ayda eşinizin aile beyanını yenilemesi gerekiyordu. Eğer böyle bir beyan yenilemesi yapılmadıysa sonradan kabul edilmemektedir. Bu konu da Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğünün; aile yardımının ödenmesi için aile beyannamesinin verilmesi gerektiği yönünde görüşü bulunmaktadır. Instagram'dan takip etmek için tıklayınız

ailem arkadaşlarımla gezmeme izin vermiyor