Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur
ı. DÜNYA SAVAŞI – KONU ÖZETİ – DERS NOTU – ve Çıkmış Sorular (1914 – 1918) * Devletlerin karşılıklı silahlı mücadelesinden çıkıp, milletlerin topyekün savaşı haline gelen bu savaşa Dünya Savaşı denmesindeki temel neden, sebepleri ve sonuçları itibariyle dünya devletlerinin genelini etkilemesindendir.
Kapitalist İktisadi Düşüncenin Geçirdiği Dönüşümler Üzerine Bir Değerlendirme. Muhammed ÇELİK. Dr. Mehmet DAĞ. ÖZET. Kapitalist sistem, kurumlan ile geçirdiği ve geçirmekte olduğu dönüşüm süreçleri ile canlılığını korumaya devam eden, insanlığa katkısı ile birlikte insanlar üzerinde tüm ekonomik sistemlerde olduğu gibi sosyolojik ve psikolojik etkisi olan
Bu test içeriğinde, 12. Sınıf Tarih TEST 12 – İki Savaş Arasındaki Dönemde Türkiye ve Dünya – 1 yer almaktadır. Test 12 sorudan oluşmakta olup her bir soru için 60 saniye zaman verilmiştir. Son zamanlarda sitemizde test çözen öğrencilere bir kaç önemli tavsiyede bulunmak istiyoruz.
2 Neden bu dönemde Karabağ konusu on plana çıktı ve Azerbaycan’ın böyle hızlı bir zafer elde edeceği bekleniyor muydu? Sorunun tarihi kökleri bölümünde işaret edildiği üzere Karabağ savaşı aniden öne çıkmış bir durum değildir. Bu zaman aralığında ön plana çıkması dünya üzerindeki konjonktürle yakından
SınıfTarih Soruları - İki Savaş Arasındaki Dönemde Türkiye ve Dünya - 1 Lütfen sayfa yüklenirken bekleyiniz, tarayıcınızda javascript desteğinin etkin olduğundan emin olunuz. Eğer sayfa yüklenmediyse buraya tıklayınız.
5b3Cx. Tarih ayt konu anlatımı, Tarih tyt konu anlatımı , Tarih yks konu anlatımı… Merhaba arkadaşlar sizlere bu yazımızda İki Savaş Arası Dönemde Türkiye ve Dünya hakkında bilgi vereceğiz. Yazımızı okuyarak bilgi edinebilirsiniz İki Savaş Arası Dönemde Türkiye ve Dünya Atatürk Dönemi İç Politikadaki Gelişmeler Atatürk Dönemi Dış Politikadaki Gelişmeler İki Savaş Arasındaki Dönemde Dünya Atatürk Dönemi İç Politikadaki Gelişmeler I. Meclis ve II. Meclis I. Meclis 23 Nisan 1920 ile 23 Nisan 1923 tarihleri arasında görev yapmıştır. Özellikleri – Kurucu Meclis özelliği taşır, ancak savaş döneminde olduğu için açıkça ifade edilmemiş, “olağanüstü yetkilere sahip meclis” ifadesi kullanılmıştır. – Meclis Hükümeti sistemi uygulanmıştır. Hükümet başkanı aynı zamanda meclis başkanıdır. – Kuvvetler güçler birliği ilkesi benimsenmiştir. yasama, yürütme, yargı gücü meclise ait. – “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” kararıyla yönetme yetkisi millete verilmiştir. – TBMM’nin üstünde bir güç yoktur ifadesiyle İstanbul Hükümeti yok sayılmıştır. – Ulusal bağımsızlığı gerçekleştirmiştir. – Ulusal egemenlik ilkesini de benimsemiş, ancak dönemin koşulları gereği açıklamamıştır. – Demokratik ve ihtilalci niteliği bulunmaktadır. – Ulusal birliğin bozulmaması için saltanat ve hilafet makamları tartışma konusu yapılmamıştır. I. TBMM’nin Yaptığı Çalışmalar – Kurtuluş Savaşı’nı yaparak yurdu düşmandan kurtardı. – Çıkan iç isyanları bastırdı. – Uluslar arası antlaşmalar yaptı. – Sevr Antlaşması ile Mondros Ateşkes Antlaşması yerine Lozan Barış Antlaşmasını yaptı. – İstiklal Marşı’nı kabul etti. – Saltanatı kaldırdı. – İlk anayasayı hazırladı Teşkilat-ı Esasiye Kanunu. NOT I. TBMM Hükümeti görevini 11 Ağustos 1923’te II. TBMM’ye devretmiştir. II. Meclis 23 Nisan 1920’de açılmış olan olağan üstü şartlarda çalışmış ve daha çok bağımsızlığı sağlamaya yönelik faaliyetlerde bulunmuştur. Lozan görüşmele-rinin başlamasını sağlamış fakat antlaşmanın onaylanması II. TBMM döneminde gerçekleşmiştir. özellikle saltanatın kaldırılması konusu nedeniyle oldukça yıpranmış olduğu için 1 Nisan 1923’te yeni seçimler yapılmak üzere çalışmalarına son vermiş İkinci TBMM 11 Ağustos 1923’te çalışmalarına başlamıştır. Mustafa kemal Paşa II. Meclisin açılmasından hemen önce Halk Fırkasını kurmuş bu parti yeni Türk devletinin ve II. TBMM döneminin ilk partisi olmuştur. II. TBMM inkılâp yanlılarının çok olması nedeniyle çok sayıda inkılâp gerçekleştirmiştir. Bu nedenle “İnkılâpçı Meclis” olarak isimlendirilmiştir. II. TBMM 1 Ekim 1927 tarihine kadar faaliyet yürütmüştür Çok Partili Hayata Geçiş Denemeleri ve Karşılaşılan Tepkiler Atatürk Dönemi’nde çok partili hayata geçiş çalışmaları, Cumhuriyet yönetimine yönelik isyan hareketleri nedeniyle kesintiye uğramıştır. Bu nedenle Türkiye 1950 yılına kadar tek parti olan Cumhuriyet Halk Partisi tarafından yönetilmiştir. Terakkiperver Cumhuriyet Fıkrası 17 Kasım 1924 Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk muhalefet partisidir. Kurucusu Kazım Karabekir’dir. Adnan Adıvar, Refet Bele, Ali Fuat Cebesoy, Rauf Orbay diğer kurucularıdır. Amacı – Liberal ve demokratik bir partidir. – Dini düşünce ve inançlara saygılı olunacaktır. – Cumhurbaşkanı olan kişinin milletvekili görevi kaldırılacaktır. – Serbest ekonomi politikası izlenecektir. – Yerinden yönetim anlayışı uygulanacaktır. – Partinin ilk şubesi Urfa’da açılmıştır. – Şeyh Sait Ayaklanması’yla ilgili olduğu gerekçesiyle 5 Haziran 1925 de hükumet tarafından kapatılmıştır. Şeyh Said Ayaklanması 13 Şubat 1925 Ayaklanmanın başlamasında İngiltere’nin yürütttüğü casusluk faliyetleri etkili olmuştur. Cumhuriyet rejimini ve inkılapları hedef almıştır. İsyan 13 Şubat 1925’te Elazığ’ın Eğil bucağına bağlı Piran köyünde başlamış; Elazığ, Bitlis ve Muş’a kadar yayılmıştır. İsyanı bastırmayan Fethi Bey Hükumeti istifa etmiş, yeni hükumeti İsmet Paşa kurmuştur. İsyanın Nedenleri – Muhalefet partisinin olumsuz çalışmaları – Türk Devleti’nin Musul’a müdahalesini engellemek isteyen İngilizlerin Güneydoğu’da karışıklık çıkarmak amacıyla buradaki yerli halkı devlet kurma yolunda kışkırtmaları – Musul üzerine yürümek üzere olan Türk ordusunun iç meselelere kanalize edilmek istenmesi – Laik Cumhuriyet’e ve inkılaplara karşı olanların bir araya gelmeleri – Hilafet ve saltanatı geri getirme düşünceleri – Doğu Anadolu’nun geri kalmışlığı ve din konusundaki hassasiyeti – Halkın yeni devletin ilke ve inkılaplarını benimsemesi İsyanın Sonuçları – Türkiye’nin ilk muhalefet partisi olan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası isyanda rolü olduğu gerekçesiyle kapatılmıştır. – Şeyh Sait İsyanı, Türkiye’de çok partili hayata geçiş için ortamın uygun olmadığını ve henüz demokrasinin tam anlamıyla uygulanamayacağını göstermiştir. – İngiltere bu isyanı kullanarak Musul sorununun Türkiye aleyhine çözümlenmesini sağlamıştır. – Doğu Anadolu’da bozulan huzuru yeniden sağlamak için Takrir-i Sükün Kanunu Huzur ve Güvenliği Sağlama Kanunu çıkarılmıştır. 4 Mart 1925. Bu kanun 1929’a kadar yürürlükte kalmıştır. – İstiklal Mahkemeleri yeniden kurulmuştur. – Cumhuriyet rejimini yıkmaya yönelik ilk isyandır. – Hükümet değişikliği nedeniyle İsmet İnönü, başbakan olmuştur. – Bölgede kısmi seferberlik ilan edilmiştir. – Kürt Teali Cemiyeti yöneticileri ve Şeyh Sait tutuklanarak istiklal mahkemelerine sevk edildi. – Takrir-i Sükun Kanunu’yla hükümete geniş yetkiler verildi. İnkılapların yapması için imkân sağladı. Mustafa Kemal’e Suikast Girişimi 6 Haziran 1926 Çarşamba günü İzmir’e gitmek üzere seyahatte bulunan Gazi Mustafa Kemal Paşaya suikast yapacakları ihbarı üzerine, suikastı fiilen yapmakla görevli olanlar, suç vasıtaları olan bomba ve silahlarıyla birlikte yakalanmışlardır. Suikast şebekesi, aylardan beri birtakım özel tertibat ile her ne olursa olsun Gazi’ye karşı suikast yapmayı ve bu suretle de hükümeti devirmeyi kararlaştırmıştı. Suikastı hazırlayanlar, Terakkiperver Cumhuriyet fırkasına mensup bazı kimselerdi. En önemli rolü oynayanlar Terakkiperver Fırkadan İzmit Milletvekili Şükrü Bey ile eski İttihat ve Terakkici Kara Kemal’di. Suikast önce Ankara’da tasarlanmış, Erzincan Milletvekili Sabit Bey’le Faik Bey’in müdahaleleri ile önlenmiş, daha sonra Bursa’da düşünülmüş, bu da uygun görülmeyerek İzmir’de gerçekleştirilmesine karar verilmiştir. 16 Haziran 1926’da İzmir’e gelmesi beklenen trenin gelmemesi sonucu Giritli Şevki durumu İzmir Valisine ihbar etmiş ve suikastçılar silahları ile birlikte yakalanmışlardır. Suikast olayının Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası bir kısım mensupları ile ilgili bulunduğu ortaya çıkmış ve eski İttihat ve Terakkicilerin de bu olayın tahrik ve düzenleyicileri oldukları anlaşılmıştır. Amaçları, önce irticayı tahrik ve dini siyasete alet ederek Mustafa Kemal Paşa’yı iktidardan düşürmekti. Buna muvaffak olamayınca, İttihat ve Terakki’nin ileri gelenleri, Terakkiperver Fırkanın içindeki adamlarıyla suikast teşebbüsü hazırlıklarına girişmişlerdir. Kurulan İstiklal Mahkemesi, suçları sabit olanları idama mahkum etmiştir. 14 Temmuz 1926’da başta Ziya Hurşit, Laz İsmail, Gürcü Yusuf, Çopur Hilmi, Şükrü Bey, Ayıcı Arif, İsmail Canpolat olmak üzere 13 kişi idam edilmiştir. Serbest Cumhuriyet Fırkası – İkinci Muhalefet partisidir. – Çok partili yaşama geçme düşüncesiyle Mustafa Kemal Paşa’nın teşviki ve desteğiyle Fethi Okyar Bey tarafından kurulmuştur. – Partinin kurulmasında 1929’da ekonomik dünya krizi sırasında hükumetin uygulamalarına seçenek olacak yeni görüşmeler üretmek, mevcut hükumeti denetlemek ve halkın istek ve görüşlerini yönetime yansıtmak düşüncesi etkili olmuştur. Amacı – Demokrasinin bir unsuru olan çoğulculuğu gerçekleştirme isteği – Hükumeti muhalefet bir organ ile denetleyebilme isteği – Tek parti hakimiyetini son erdirme isteği – 1929 Dünya Malı Krizi’nin etkilerini yeni mali modellerle azaltma ve hükumet harcamalarını kontrol etme isteği Menemen Olayı 23 Aralık 1930 Serbest Cumhuriyet Fıkrası’nın kendisini fethetmesinin ardından 23 Aralık 1930’da Derviş Mehmet adındaki isyancı ve Laz İbrahim, çevresine topladığı yandaşlarıyla birlikte halkın dini duygularını kullanarak Menemen’de olay çıkartmıştır. İsyancılar kendilerine engel olmak isteyen küçük birliğine komuta eden, öğretmen asteğmen olarak vatani görevini yapmakta olan Mustafa Fehmi Kubilay’ı ve iki bekçiyi şehit etmişlerdir. Olay üzerine bölgede sıkıyönetim ilan edilmiş ve isyanla ilgisi olanlar Mustafa Muğlalı başkanlığındaki Divan-ı Harpte yargılanmışlardır. Bu olay cumhuriyet ve yeniliklerin tam olarak anlaşılmadığı ve yapılan yeniliklerin halka tam olarak anlatılamadığı sonucunu ortaya çıkarmış, çok partili yaşama geçiş denemelerine ara verilmiştir. Atatürk Dönemi Dış Politikadaki Gelişmeler Milli Mücadeleyi kazanan yeni Türk devleti Lozan Antlaşması’nı imzalamış ve bağımsız bir devlet olduğunu uluslararası alanda imzalanmasından sonra Türkiye barışçı bir politika Türkiye Lozan’da tam olarak çözülmeyen meselelerle uğraşmak zorunda kalmıştır. İkinci Dünya Savaşı öncesinde Türkiye çeşitli antlaşmalarla Batılı devletlerle olan ilişkilerini pekiştirmeye çalışmış, bölgesel ve uluslararası ittifaklarda yer almıştır. Türkiye’nin Milletler Cemiyetine Girişi 1932 Türkiye 1920 yılında kurulan Milletler Cemiyetine girmeye, cemiyetin Musul sorunundaki taraflı tutumu nedeniyle acele etmemiştir. Ancak Türkiye’nin 1930’dan sonra; * Barışçı bir politika izlemesi, * Uluslararası politikada ağırlığını hissettirmesi, * Batılı devletlerle sorunlarını çözmesi Milletler Cemiyetine davet edilmesine ortam hazırlamıştır. – Milletler Cemiyeti 6 Temmuz 1932 tarihli genel kurulda İspanya temsilcisinin teklifi ile Türkiye’yi davete karar vermiştir. Yunanistan bu olay sırasında Türkiye’yi desteklemiştir. TBMM, 9 Temmuz’ daveti kabul etmiş, 18 Temmuz 1932’de alınan genel kurul kararıyla Milletler Cemiyetine üye olmuştur. – 1928’de Ankara’da Türkiye ike Afganistan arasında Türk- Afgan dosluk ve İş Birliği Antlaşması imzalanmıştır. Afgan Kralı Amanullah Han ve eşi 1928’de Türkiye’ye resmi bir ziyarette bulunmuştur. Bu ziyaret yabancı bir devlet adamının Türkiye’ye yaptığı ilk ziyarettir. – 1926’da Türk- İran Güvenlik ve Dostluk Antlaşması imzalanmıştır. Balkan Antantı – 1930’da Türk-Yunan etabli sorununun çözülmesi ve Venizelos’un Türkiye’yi ziyareti iki devlet arasındaki ilişkileri iyileştirmişti. – Bulgaristan komşularından toprak talep ediyordu. – Arnavutluk için Balkan Antantı’na katılmadı. – 1932 yılından itibaren dünyada güç dengeleri değişmeye başladı. – İtalya ve Almanya’da ortaya çıkan totaliter rejimler Faşizm ve Nazizm’in saldırgan ve yayılmacı politikaları, Balkan Yarımadası’ndaki devletleri endişelendirdi. – Türkiye, Yunanistan, Romanya ve Yugoslavya, Atina’da toplanarak 9 Şubat 1934’te Balkan Antantı’nı imzaladılar. – Bu antant ile sınırlar karşılıklı olarak güvenlik altına alındı. – Balkan ülkesi olan Bulgaristan revizyonist bir politika takip etmesi, Arnavutluk ise İtalya’nın baskısı altında bulunması nedeniyle bu antanta katılmadı. – Yugoslavya’nın paktan ayrılması ile pakt dağıldı. Montreux Montrö Boğazlar Sözleşmesi 1936 Lozan Antlaşması ile sorunun “Uluslararası Boğazlar Komisyonu”na bırakılmasını kabul eden Türkiye,1930’lardan itibaren yayılmacı bir politika izleyen İtalya’ya karşı bu sorunu ilk defa 1933 yılında toplanan “Londra Silahsızlanma Konferansı”nda dile getirdi. İtalya’nın 1935’te Habebiştan’a saldırması, Almaya’nın da Ren Bölgesi’ne asker sevk etmesi üzerine Türkiye Boğazlar Sözleşmesi’nin değiştirilmesi konusunda harekete geçti. Bu süreçte de SSCBve Balkan Antantı’na üye olan devletler Türkiye’ye destek verdi. İngiltere ise İtalya’nın amaçlarını bildiği için bu girişimi yapılmasını istedi. bunun üzerine 1936’da İsviçre’nin Möntre kentinde konferans toplandı. Türkiye, Avusturalya, İngiltere, Yunanistan, Japonya, Romanya, SSCB, Fransa ve Yugoslavya arasında Montrö Boğazlar Sözleşmesi imzalandı. Bu antlaşmaya göre; – Boğazlar Komisyonu’nun bütün görev ve yetkileri Türkiye’ye bırakılmıştır – Türkiye Boğazların iki yakasında asker ve silah bulundurma hakkına sahip olmuştur. – Ticaret gemilerinin Boğazlardan geçişi serbest bırakılmıştır. – Yabancı savaş gemilerinin Boğazlardan geçişine sınırlama getirilmiştir. Boğazlardan geçmek isteyen savaş gemilerine 15 gün önceden – Türk tarafından izin alınması zorunluluğu getirilmiştir. – Türkiye savaşa girerse ve ya savaş tehlikesiyle karşı karşıya kalırsa Boğazları istediği gibi açıp kapatma hakkına sahip olmuştur. Sadabat Paktı 1937 – İtalya’nın Habeşistan’ı işgal etmesi ve doğu ülkelerini hedef alan yayılmacı siyaseti üzerine Türkiye öncülüğünde İran, Irak ve – Afganistan bir araya geldiler. – Bu ilişkilerin kurulmasında İran Şahı Rıza Pehlevi’nin 1934 yılında Türkiye’yi ziyareti de etkili olmuştur. – Yapılan görüşmeler sonucunda İran’ın başkenti Tahran’da Sadabat Paktı imzalandı. – Sadabat Paktı’na göre; üye ülkeler birbirlerinin iç işlerine karışmamayı, ortak sınırlara saygı göstermeyi kabul ettiler. – Sadabat Paktı ile de doğu sınırlarının güvenliğini sağlamış oldu. – Türkiye ile Hatay meselesi ve Irak ile toprak sorunu olan Suriye, Sadabat Paktı’na katılmadı. Hatay Sorunu ve Hatay’ın Ana Vatana Katılması 1939 – II. Dünya Savaşı’nın çıkma ihtimali üzerine Fransa 1936’da Suriye ve Lübnan üzerindeki mandasını kaldırılmıştır. – Fransa’nın Suriye mandasını kaldırmasının ardından Hatay’ı Suriye’ye bırakmak istemesi üzerine Türkiye 9 Ekim 1936’da Fransa’ya verdiği bir notayla Suriye’ye ve Lübnan’a yapıldığı gibi Hatay’a da bağımsızlık verilmesini istemiştir. – Fransa’nın bu notaya olumsuz cevap vermesi üzerine sorun Milletler Cemiyetine havale edilmiştir. Sorun, 14-16 Aralık 1936 tarihleri arasında Milletler Cemiyetinde görülmüş ve İsveç temsilcisi Sandler, rapotör olarak tayin edilmiştir. – Sandler Raporu’nun değerlendirilmesinin ardından Milletler Cemiyeti Hatay’ın iç işlerinde bağımsız, dış işlerinde Suriye’ye bağlı olmasını kabul etmiştir. – 1938 yılında Fransa, Hatay’da seçim yapılmasına izin vermiş yapılan seçimler sonucu Hatay Meclisi bağımsızlık ilan ederek Hatay Cumhuriyeti’ni kurmuştur. Hatay’ın ilk Cumhurbaşkanı Tayfur Sökmen, Başbakanı ise Abdurrahman Melek’tir. – 23 Haziran 1939’da Fransa ile Türkiye arasında yapılan bir antlaşma sonunda Hatay’ın Türkiye’ye katılması kabul üzerine Hatay Meclisinin aldığı kararla Hatay 30 Haziran 1939’da Türkiye’ye katılmıştır. – Hatay’ın Anavatan’a katılmasında Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras’ın çalışmaları etkili olmuştur. Atatürk’ün Ölümü ve İsmet İnönü’nün Cumhurbaşkanı Seçilmesi Atatürk’ün sağlığı 1937 yılının sonlarına doğru bozuldu. Atatürk’ün ölümüne neden olan siroz hastalığının tanısı Dr. Nihat Reşat Belger tarafından Ocak 1938’de konuldu. Atatürk, dinlenmek üzere 26 Mayıs 1938’de İstanbul’a gitti. Savarona Yatı’nda istirahat ettiyse de sağlık sorunları ağırlaşınca Dolmabahçe Sarayı’na nakledildi. 2 Eylül 1938’de bağımsız Hatay Cumhuriyeti’nin kuruluşu onu çok mutlu etti kendi isteği ile vasiyetnamesini hazırlattı 5 Eylül 1938. Servetinin büyük bölümünü Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumunun çalışmalarına kaynak olması için Türk milletine bağışladı. 1 Kasım 1938’de TBMM’nin açılış töreni nedeniyle hazırladığı konuşması da yine Celal Bayar tarafından meclis kürsüsünden okundu. 8 Kasım 1938’de durumu iyice ağırlaşan Atatürk komaya girdi. 10 Kasım 1938 Perşembe günü saat Dolmabahçe Sarayı’nda hayata gözlerini yumdu. Atatürk’ün naaşı 19 Kasım 1938’de Yavuz Zırhlısı ile İzmit’e oradan özel bir trenle Ankara’ya getirildi. 21 Kasım 1938’de Atatürk’ün naaşı, Etnoğrafya Müzesindeki geçici kabrine konuldu. 10 Kasım 1953’te ise ebedi istirahatgâhı olan Anıtkabir’e nakledildi. 11 Kasım 1938’de toplanan TBMM, Atatürk’ün en yakın silah ve fikir arkadaşlarından İsmet İnönü’yü ikinci Cumhurbaşkanı olarak seçti İsmet İnönü, 1950’ye kadar Cumhurbaşkanlığı görevini sürdürdü. İki Savaş Arasındaki Dönemde Dünya I. Dünya Savaşı’ndan sonra siyasi, ekonomik, kültürel, teknolojik ve bilimsel birçok gelişme yaşandı. bu gelişmeleri şöyle sıralayabiliriz; – Sanayide kullanılan petrol ve elektrik evlere girdi. – C vitaminş keşfedildi. – Elektron mikroskobu bulundu. – DDT adıyla ilk kez böcek ilaçları kullanıldı. – Kanadalı bilim insanları pankreas özütünden insülin elde ettiler. – Taşıt üretimi arttı. Uluslararası yolcu uçakları faaliyete geçti. – Şehircilikve mimari gelişti. Mimari bir akım olan Bauhaus şehir planlamasında öne çıktı. – ABD’de “Empire State Building” yapıldı ve gökdelen sayısında artışlar yaşandı. – Radyo kullanımı yaygınlatı. Radyonun kullanılmasıyla ” Konuşan Basın” denilen dönem başladı. – Çizgi film endrüstrisi oluştu. Sinema sektörü gelişti. – Albert Enstein İzafiyet Teorisi ile bilim dünyasında çığır açtı. – Bazı hastalıkların tedavisi için aşılar ve ilaçlar bulundu. Organ nakline başlandı. Tüberküloz tedavisi için BCG aşısı bulundu. – Alezander Fleming penisilini keşfetti. – Psikoloji önem kazandı.”Varoluşculuk” ve “Fenomenoloji” gibi yeni akımlar ortaya çıktı. – Tarih yazıcılığı değişti. Gelenekselleşen tarih yerine yerel, sosyal, ekonomik ve medeniyet konuları ön plana çıktı. – 1929 yılında iki savaş arası Avrupa ve dünyayı özetleyen John Steinbeck’in “Gazap Üzümleri” adlı eseri büyük ilgi gördü. – Salvador Dali’nin öncülüğünde “Sürrealizm” ve “Ekspresyonizm” akımları ortaya çıktı. – ABD’de başlayan “Caz” tüm Avrupa ülkelerinde yayıldı.
İKİ SAVAŞ ARASI DÖNEMDE OLUŞAN ULUSLARARASI SİYASİ, EKONOMİK VE ASKERÎ DENGE İLE II. DÜNYA SAVAŞI’NIN NEDENLERİ Tarih ders notları, yks tarih ders notları, ayt tarih ders notları, tyt tarih ders notları, tarih özet, tarih 9 ders notları, tarih 10 ders notları, tarih 11 ders notları, inkılap tarihi ders notları, çağdaş Türk ve dünya tarihi ders notları, güncel tarih ders notları, özet konu anlatım, kısa tarih, yeni kitaba göre hazırlanmış ders notları, yeni müfredat tarih , tarih pdf2. ÜNİTE II. DÜNYA SAVAŞI İKİ SAVAŞ ARASI DÖNEMDE OLUŞAN ULUSLARARASI SİYASİ, EKONOMİK VE ASKERÎ DENGE İLE II. DÜNYA SAVAŞI’NIN NEDENLERİII. DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DURUM-I. Dünya Savaşı’ndan galip çıkan İtilaf Devletleri, Paris Barış Konferansı ile kendi düzenlerini kurma gayretine Almanya, İngiltere, İtalya, Polonya, Çekoslovakya ve Belçika arasında 1 Aralık 1925’te Locarno Antlaşması ile Almanya’nın batı sınırları ve Ren bölgesinin silahtan arındırılması güvence altına Antlaşması’nın SonuçlarıLocarno Antlaşması’nın uluslararası politika açısından kısa ve uzun vadeli sonuçları oldu. Kısa vadeli sonucu Almanya ve Fransa arasındaki ilişkilerin normalleşmesi,Almanya’nın yeniden Avrupa’nın büyük devletleri arasına girmesi ve1926’da Cemiyet-i Akvama üye olması; - Uzun vadeli sonucu ise savaş sonrası düzenin üzerine inşa edildiğiVersailles Antlaşması’nın başka antlaşmalarla teyit edilmedikçe bağlayıcı olmadığının anlaşılmasıydı-Almanya’nın yeniden Avrupa’nın büyük devletleri arasına girdi. Briand-Kellogg Paktı 1928-1928’de dokuz devlet arasında ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, Çekoslovakya, Polonya ve Belçika Briand-Kellogg Paktı imzalandı. - Devletler “uluslararası ilişkilerde savaşı ulusal politikalarına aletetmeyeceklerini, anlaşmazlıkların çözümü için savaş yoluna gitmeyeceklerini, uyuşmazlıklarını barışçı yollarla çözeceklerini” kabul Dünya Ekonomik Buhranı dünya devletlerinin başta ekonomi olmak üzere siyasi ve sosyal yapısını merkezli kurulmaya çalışılan dünya düzenine karşı tepkileri besleyecek olan ideolojiler ve siyasi akımlar ortaya Devletler’in Savaş Öncesi İzlediği PolitikalarıAlmanya ve Hayat Sahası Stratejisi- Almanya’nın ham madde ihtiyacını karşılamak için sömürgecilik yarışına girmesi iktidara gelen Nazi Partisi ve Adolf Hitler Versay Antlaşması’nın olumsuz etkilerini kırmak için savaş ekonomisine yatırım Almanya, Lebensraum [Libensraum Hayat Sahası] politikasına Partisi lideri Hitler tarafından ortaya atılan bu strateji Almanya’nın üzerinde bulunduğu toprakların Almanlara yeterli gelmeyeceğine ilişkin bir düşünce temeline ve Hayat Sahası StratejisiAmaç Ülke topraklarına yeni yerler bu amaç için yaptıkları çalışmalar deniz ve hava kuvvetlerini güçlendirmeye askerlik uygulamasını başlattı ve asker sayısını Mihveri’ne Avusturya ile ve Polonya’yı bünyesine yayılma dünyayı içine alacak küresel bir savaşın önemli sebeplerinden biri ve Bizim Deniz Stratejisi-Almanya’nın Hayat Sahası politikası ile örtüşen Mar Nostro Bizim Deniz ve Roma İmparatorluğu’nu canlandırma siyasetleri Mussolini’nin uygulamalarında hayat bulmaya Akdeniz’i “Bizim Deniz” olarak İtalya bu politika doğrultusunda önce Yugoslavya’dan Fiume şehrini Habeşistan’ı işgal Arnavutluk’u işgal Bu strateji Roma İmparatorluğu’nu yeniden kurmanın yolunun Akdeniz’e hâkim olmaktan geçtiğini bilen Mussolini’nin ortaya koyduğu fikirdi. Japonya ve Ortak Refah Alanı Yeni Japon Düzeni Stratejisi-I. Dünya Savaşı sonrasında Japonya’nın Çin ile yaptığı antlaşmaların da katkısıyla elde ettiği üstünlük, 1920-1930 yılları arası dönemde de devam bu durumu destekleyen güçlü bir orduya ve ekonomiye sahipti fakat 1929 Ekonomik Buhranı’ndan Japonya da olumsuz 70 milyonluk ülke bu kriz ortamından kurtulmak ve mevcut gelişmişliğini artırmak için daha önce giriştiği sömürgecilik hareketlerini artırma yoluna “Asya Asyalılarındır.” fikri bu politikada etkili Japonya’nın amacı Batılıların Asya’dan sürülmesiyle bağımsızlaştırılacak Asya’nın, Japonya liderliğinde birlik oluşturmasını bu amaç için 1931’de Mançurya’yı işgal edip, 1937’de Çin’i işgale Devletler’in Karşı Tutumlarıİngiltere-1935’e kadar İtalya ile iyi ilişkiler kuran İngiltere, İtalya’nın Habeşistan’ı işgali üzerine İtalya’yı Akdeniz ve Hindistan’daki varlığına tehdit olarak gördü. - Bu durum İngiltere’yi İtalya’ya karşı ittifak arayışlarına ve politikaüretmeye sevk İngiltere Başbakanı Chamberlain Çımbırlein Hitler’in esas hedefinin Doğu Avrupa hâkimiyeti olduğunu SSCB’ye karşı kendileri ile iş birliği içerisinde olacağını düşünen İngiltere, Almanya ile iyi geçinmeyi amaçladı. Bu amaçla yatıştırma politikasını uyguladı. Bu politika saldırgan olan Almanya’ya karşı Chamberlain’in takip ettiği pasif kalma siyasetiydi. Almanya’nın Çekoslovakya’yı işgal etmesi ile bu politika sona ve Fransa, Müttefiklere ait Pasifik ve Uzak Doğu’daki bazı sömürgelerin ele geçirilmesi ve ekonomik çıkarların engellenmesi üzerine Japonya’ya karşı politikalar geliştirip ittifaklar Akdeniz’deki varlığı açısından İtalya’yı en büyük tehdit olarak sınırı boyunca Maginot Hattı denen bir savunma hattı dayalı hesaplardan dolayı Almanya’nın ezilmesinden yana tavır sergiledi-İtalya’nın Çanakkale Boğazı ve İstanbul Boğazı’na yönelmesinden endişe Antlaşması’na davet edilmediği için Müttefiklerden uzaklaşarak Almanya ile Saldırmazlık Paktı en çok tedirgin eden, Japonya’nın yayılmacı siyasetiydi. Çünkü merkezden uzak olan Mançurya gibi Uzak Doğu’daki Rus topraklarının güvenliğinden endişe Milletler Cemiyetine üye olmadı ve Yalnızlık Politikası’na geri döndü. Ancak Avrupa’daki gelişmelere ilgi duymaya devam etti. -1928’de Briand-Kellogg Paktı’nın kurucularından biri oldu. Çin’den Orta Doğu’ya kadar uzanan bölgede ticari ilişkilerini geliştirdi. ABD; İtalya ve Almanya’nın iki savaş arası dönemdeki saldırgan politikalarına karşı sessiz Japonya’nın yayılmacı siyasetine karşı Washington Deniz Silahsızlanması Konferansı’nı topladı 1922. Japonya daha sonra konferanstan Japonya’nın ABD’ye ait bazı adaları ele geçirerek ABD’nin ticari faaliyetlerini engelleme yoluna gitmesi, ABD’yi Müttefikler ile yakınlaşmaya zorladı. Savaşı Öncesi Bloklar- Liberalizm, kapitalizm, sosyalizm, komünizm, faşizm, Nazizm gibi ideolojiler dünya siyasetini etkileyerek devletlerin politikalarını Dünya Savaşı’nın ortaya çıkardığı olumsuz etkileri yok etme çabaları diktatör liderlerin ortaya çıkmasıyla sonuçsuz durum dünyada yeni ittifaklara, çıkar çatışmalarına ve toplumlar arası öfkelere yol tehlikesine karşı ortak menfaatlerden dolayı 1936’da Anti-Komitern Paktı kuran Almanya, Japonya ve İtalya Roma-Berlin-Tokyo Mihver Bloku’nu Devletler’in takip ettiği bu politikalara karşı İngiltere, Fransa, SSCB, ABD ve Çin’in oluşturdukları blok Müttefik Devletler olarak Dünya Savaşı’nın NedenleriVersay Antlaşması’nın koşullarının Almanya’ya çok ağır gelmesiRusya’nın Brest Litowsk Antlaşması ile kaybettiği toprakları geri almak istemesi. Ayrıca komünizm ideolojisinin dünya devrimi ile gerçekleşeceğine inanması ve bu yönde faaliyette bulunmasıİtalya’nın Avrupa siyasetinde etkinliğini artırmak istemesi ve I. Dünya Savaşı’nda istediklerini elde edememesiKomünizme, Nazizm ve faşizmin karşı gelebileceğine inanan Avrupa’nın bu rejimlerin Almanya ve İtalya’da yükselişlerine engel olamamasıJaponya’nın Uzak Doğu ve Pasifik’te İngiltere ile ABD’nin baskısında olması1929 Ekonomik Buhranı’nın tüm dünyada ortaya çıkardığı ekonomik ve sosyal olumsuzluklarII. Dünya Savaşı Başlıyor-II. Dünya Savaşı Almanya’nın Eylül 1939’da Polonya’yı işgali ile Fransa Almanya’ya savaş Polonya’daki Beyaz Rus ve Ukraynalıların ezildiğini bahane ederek Polonya’nın doğusunu işgal Almanya’nın yanında savaşa küresel savaş genel olarak 1-Kuzey Afrika, 2-Asya-Uzak Doğu ve 3-Avrupa olmak üzere üç cephede devam Almanlar işgalleri genişletti. Bu işgallere Yıldırım Harekatı denir. Şuraları aldılar- Belçika- Norveç- Danimarka- Hollanda- Lüksemburg- Yunanistan- Fransa Saldırılara karşı "Maginat Hattı"nı kurmuşlardır
İKİ SAVAŞ ARASINDAKİ DÖNEMDE TÜRKİYE VE DÜNYA ATATÜRK DÖNEMİ İÇ POLİTİKADAKİ GELİŞMELER A. I. Meclis ve II. Meclis 23 Nisan 1920’de kurulan TBMM, I. Meclis olarak bilinir. Millî Mücadeleyi yönetmiştir. Meclisin amacı düşmanı yurttan atmak ve yurtta bağımsızlığı sağlamaktır. Mustafa Kemal Paşa I. Grup diye bilinen Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Grubu’nu kurdu. Diğer milletvekillerinin oluşturduğu gruba da II. Grup adı verilirdi. Millî Mücadele Dönemi sona erince TBMM, 1 Nisan 1923’te seçimlerin yenilenmesine karar verdi. 1923’te Mustafa Kemal’in kurduğu I. Grup Halk Fırkası çoğunluğu elde etti. 11 Ağustos 1923’te toplanan II. Meclis’in ilk faaliyetlerinden biri, 23 Ağustos 1923’te Lozan Barış Antlaşması’nı onaylamak oldu. 13 Kasım 1918’de fiilen işgale uğrayan İstanbul, 6 Ekim 1923’te düşman işgalinden kurtarıldı. B. Çok Partili Hayata Geçiş Denemeleri ve Karşılaşılan Tepkiler Demokrasi, bir milletin iyi, güzel ve mutluluk içinde yaşaması için kullanılan en iyi yönetim sistemidir. – Halkın yönetime katılımı olarak bilinir. – Cumhuriyet ise demokrasinin uygulama biçimidir. – Demokrasilerin en önemli unsuru f arklı görüşlerdir. – Görüşlerin serbestçe teşkilatlandırılması siyasî partilerle gerçekleştirilir. – Ülke yönetiminde söz sahibi olmak amacıyla örgütlenen bu gruplara, siyasi partiler adı verilir. Cumhuriyet Halk Fırkası Partisi Millî Mücadele’nin kazanılmasından sonra Mustafa Kemal, inkılapları yapabilmek için, birlikte uyum içinde çalışabileceği kadro oluşturdu. – Ülkede yapılacak yenilikleri parti programına almak ve yapılacak inkılapları benimseyecek milletvekillerinin meclise II. Meclis girmeleri için Cumhuriyet Halk Fırkası oluşturuldu. Partinin programını halkçılık ilkesine bağlılıktır. Partiyi herhangi bir toplumsal sınıfın değil bütün halkın partisi yapmak amaç edinildi. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk partisi “Halk Fırkası” 9 Eylül 1923’te kuruldu. 10 Kasım 1924’te partinin adı Cumhuriyet Halk Fırkası oldu. Ağustos 1923’te ikinci TBMM’nin açılışı ile meclise giren üyeleri 1927 yılına kadar görev yaptı. 1950’de Demokrat Parti iktidara gelinceye kadar ülkeyi tek başına yönetti. Cumhuriyet Halk Partisi 1980’de kapatıldı. 1992 yılında ise yeniden kuruldu. Terakkiperver İlerici Cumhuriyet Fırkası Partisi Zaferin kazanılması, sonunda, I. Meclis’in görevini tamamlaması ile II. Meclis çalışmalarına başladı. M. Kemal ile bazı arkadaşları görüş ayrılıklarına düştüler. Özellikle saltanat ve halifelik konuları ile inkılaplar konusunda görüşleri ayrılan kişiler ordudaki görevlerinden ayrılıp milletvekili olmak istediler. Mustafa Kemal’in isteği üzerine meclisin çıkardığı bir yasayla askerlik mesleğini yapanların milletvekili olmaları yasaklandı. Böylece ordu siyaset dışı bırakıldı. Ali Fuat Cebesoy, Kazım Karabekir, Rauf Orbay, Refet Bele, Adnan Adıvar yeni bir parti hazırlığına giriştiler. 17 Kasım 1924’te yeni bir parti kurdular. Parti demokrasiye ve din duygusuna saygılı; ekonomide Liberalizmi destekler” ilkelerini benimsedi. Doğrudan inkılap hareketlerine karşı kurulan bu parti ülkedeki muhalefetin şemsiyesi oldu. Musul sorunu sırasında çıkan Şeyh Said İsyanı’nı İngiltere destekledi. Şeyh Said isyanı gerekçe edilerek Parti, İstiklal Mahkemesi tarafından kapatıldı 3 Haziran 1925. Cumhuriyet tarihinin ilk muhalefet partisi olan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kapatıldı. Çok partili hayat kesintiye uğramış oldu. Şeyh Said Ayaklanması 13 Şubat 1925 Nedenleri Saltanat ve halifeliğin kaldırılmasına duyulan tepki, İngiltere’nin Musul üzerindeki düşünceleri nedeni ile Kürt devletine destek olması, Toprak reformuna doğudaki azınlıkların tepkisi, Terakkiperver Partisinin doğudaki çalışmaları, İnkılapların etkisi. Sonuçları Başbakan Fethi Bey hükümeti düştü, İsmet Paşa hükümetini kurdu, Seferberlik ilan edildi, Nisan 1925’te isyan bastırıldı, İsyancılardan Şeyh Sait yakalandı, İstiklal Mahkemelerinde yargılama yapıldı, Rejim tehlike geçirdi, İngilizlerin Musul üzerindeki etkisi sağlamlaştı, Takrir-i Sükun Kanunu çıktı, Asayişin sağlanması, vatanın korunması, rejimin kökleşmesi için tedbirler alındı. Mustafa Kemal’e Suikast Girişimi 16 Haziran 1926 Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın kapatılmasından sonra yeniliklere karşı olanlar ve eski İttihatçılar, siyasal yoldan ulaşmadıkları amaçlarını Mustafa Kemal’e suikast yaparak elde etmek istediler. M. Kemal’e İzmir gezisi öncesi suikast girişimi ortaya çıktı 16 Haziran 1926. Suikastçılar, Giritli Şevki’nin ihbar etmesi sonucu ele geçirildi. – Suikastçılar, İstiklal mahkemelerinde cezalandırıldı. Serbest Cumhuriyet Fırkası Nedenleri Çok partili hayata geçişin birinci aşaması başarısız olmuştu, Mecliste yalnız vardı. 2. Dönem mecliste çalışmalarını yürütürken M. Kemal, “1929 Dünya ekonomik bunalımını aşmak amacı ile hükümetin politikalarının denetlenmesi ve yeni kadroların oluşması için yakın arkadaşı Fethi Okyar Bey’e 12 Ağustos 1930’da Serbest Cumhuriyet Fırkası’nı kurdurdu. Serbest Cumhuriyet Fırkası Cumhuriyetçi, milliyetçi, lâik, Ekonomide Liberal, Karma ekonomiye karşı idi. Kısa sürede bu parti de büyüdü. M. Kemal karşıtları hızla parti etrafında toplandı. Laiklik aleyhtarları arttı. Bunun üzerine parti 18 Aralık 1930’da kapatıldı. Menemen Olayı 23 Aralık 1930 Nedenleri Tekke ve zaviyelerin kapatılması, Anayasanın laikleşmesi, Serbest Cumhuriyet fırkasının kapanması, Derviş Mehmet, Menemen’de “Din elden gidiyor! Şeriat isteriz” şeklinde halk kışkırtınca, Yedek subay Öğretmen Kubilay’ın olaya el koymak istediği sırada öldürülmesi ile başlayan olaya Menemen Olayı denir. Sonuçları Hükümet duruma el koydu. Olaya karışanlar şiddetle cezalandırıldı. II. Dünya Savaşının sonradan patlak vermesi ile çok partili hayata geçiş askıya alındı. Menemen Olayı laiklik ilkesinin yanlış anlaşıldığının bir göstergesidir. Bu olay sonunda İnkılaplara hız verilir. Uyarı Serbest Fırka denemesi ve Menemen olayı ile daha ülkede Demokrasi ortamının oluşmadığı görülmüştür. ATATÜRK DÖNEMİ TÜRK DIŞ POLİTİKASI 1923-1938 Atatürk Dönemi Türk dış politikasında belirlenen öncelikler iki ana bölüme ayrılır a. 1923-1930 yılları arası dış politika öncelikleri Lozan Barış Konferansı’ndan kalan sorunları çözmeye yöneliktir. b. 1930-1938 yılları arasındaki Türk dış politikasının önceliklerinde ise 1930’lu yıllarda Almanya ve İtalya’nın saldırgan ve yayılmacı politikaları sonucu yaklaşan II. Dünya Savaşı tehlikesine karşı alınacak tedbirler önem kazanmıştır. Türkiye güvenliğini sağlamaya yönelik bölgesel ittifaklar kurarken 1932 yılında da Milletler Cemiyeti’ne üye olmuştur. Türkiye-Yunanistan İlişkileri Lozan Barış Antlaşması’ndan sonra Türk-Yunan ilişkilerinde nüfus mübadelesi ve patrikhane önemlidir. Lozan Barış Antlaşması’na göre 30 Ekim 1918 tarihli Mondros Ateşkes Anlaşması’ndan önce İstanbul’da yerleşik olan Rumlar ve Batı Trakya’daki Türkler dışında kalan, Türkiye’deki Rumların ve Yunanistan’daki Türklerin mübadelesi değişimi kararlaştırıldı. Yunanistan, İstanbul’da mümkün olduğu kadar fazla sayıda Rum bırakmak istiyordu. 10 Haziran 1930’da Ankara’da imzalanan bir antlaşmayla yerleşme tarihlerine bakılmaksızın İstanbul Rumları ile Batı Trakya Türklerinin hepsi “yerleşik” sayıldılar. Türk-Yunan antlaşmanın imzalanmasında İtalya’da Mussolini liderliğinde kurulan faşist yönetimin etkisi oldu. Lozan Barış Antlaşması’ndan sonra Türk-Yunan ilişkilerini etkileyen bir diğer sorun ise Patrikhane meselesidir. Yunanistan Uluslararası Lahey Adalet Divanına götürmeye çalıştı, Patrikhane sorununu Türkiye bir iç sorun olarak gördü. Patrikhanenin Türk kanunlarına bağlı olduğu, evrensel ekümenik statüsünün tanınmayacağı ve dinî bir meseleden dolayı Türkiye’nin iç işlerine karışılamayacağı mesajı güçlü bir şekilde verildi. Nüfus mübadelesi sorununun çözülmesinden sonra Yunanistan Başbakanı Venizelos, Türkiye’yi ziyaret etti. 30 Ekim 1930’da Türk-Yunan Dostluk Antlaşması imzalandı. 1934’te Venizelos, Atatürk’ü Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterdi Türkiye ve Yunanistan arasında kurulan dostluk ve iş birliği ortamı, 1950’li yıllarda başlayacak olan Kıbrıs Sorunu’nun ortaya çıkmasına kadar devam etti. Yunan Başbakanı Venizelos’un Türkiye Ziyareti – Yunanistan Başbakanı Venizelos ile Dışişleri Bakanı Mihalokopalos 26 Ekim 1930 tarihinde İstanbul’a geldi. 30 Ekim 1930’da Ankara’da Dostluk, Tarafsızlık, Uzlaşma ve Hakem Antlaşması imzalandı. Atatürk ve Venizelos “ iki komşu devletin düşmanca değil dostluk içinde yaşaması”nın yararlı olacağını belitti. Türkiye-İngiltere İlişkileri ve Musul Sorunu İngiltere, I. Dünya Savaşı’nın sonunda, Mondros Ateşkes Anlaşması’nın daha mürekkebi kurumadan 3 Kasım 1918’de Musul’u işgal etti. Türkiye, Misak-ı Millî sınırları içinde yer alan Musul’u geri alabilmek için Lozan’da büyük bir uğraş vermişti. Musul Meselesi’nin Türkiye ile İngiltere arasında ikili görüşmelere bırakılması kabul edildi. Taraflar arasında ikili görüşmeler 19 Mayıs 1924’te İstanbul’da Haliç Konferansı adı altında başladı. İngiltere Musul meselesini Milletler Cemiyetine taşıdı. Bu yüzden görüşmelerden bir sonuç elde edilemedi ve mesele Milletler Cemiyetine taşındı. 16 Aralık 1925’te yapılan toplantıda Milletler Cemiyeti, Musul’un Irak’a bırakıldığını ilan etti. İç politikada yaşanan olumsuz gelişmeler ve iç güvenlik sorunları nedeniyle Türkiye, Milletler Cemiyetinin kararını kabul etmek zorunda kaldı. Misak-ı Millî’den taviz verilmek zorunda kalındı. 5 Haziran 1926’da Türkiye ve İngiltere, Ankara Antlaşması’nı imzaladı. 1926’da Musul konusunda varılan çözümden sonra Türk-İngiliz ilişkileri gelişmeye başladı. 1929’da İngiltere’nin Akdeniz Filosu’nun İstanbul’u ziyareti, ilişkilerde yumuşama sürecini artırdı. 1936’da İngiltere Kralı VIII. Edward’ın ziyareti, ilişkileri olumlu yönde etkiledi. Türkiye-Fransa İlişkileri Lozan Barış Antlaşması’ndan sonra Türkiye ile Fransa arasındaki ilk sorun Türkiye-Suriye sınırının tespiti olmuştur. Fransa’nın mandası altındaki Suriye ile Türkiye arasındaki sınırın çizilmesi için bir karma komisyon kurulması kararı alınmıştır. Türkiye ile İngiltere arasındaki Musul anlaşmazlığının çözümünden sonra, karma komisyonun aldığı karar 30 Mayıs 1926’da imzalandı. Türkiye-Suriye sınırı tam olarak belirlendi. Diğer bir sorun Osmanlı Devleti’nin borçları konusunda yaşandı. Osmanlı Devleti’nin en fazla borçlandığı ülke Fransa idi. Borçların ne kadar süre içinde ve hangi ülkenin parasıyla ödeneceği 13 Haziran 1928’de imzalanan bir antlaşmayla belirlendi. Türkiye’deki yabancı okullar sorunu, Türk-Fransız ilişkilerini etkileyen bir diğer konu başlığı oldu. Türkiye, konuyu iç meselesi sayarak tutumundan hiçbir ödün vermeden uygulamalarına devam etti Fransa ile yaşanan diğer anlaşmazlık konusu ise, Adana-Mersin demir yolunun millîleştirilmesi sırasında yaşandı. Haziran 1929’da Adana-Mersin demir yolu bir Fransız şirketine verilmedi, Türkiye tarafından satın alındı. Hatay’ın statüsü konusu, Türkiye ile Fransa arasında yaşanan başka bir önemli bir sorun oldu. Hatay’ın 1939’da Türkiye Cumhuriyeti’ne katılmasıyla mesele son buldu. Türkiye-Sovyetler Birliği SSCB İlişkileri Türk-Sovyet ilişkilerine temel teşkil eden antlaşma, 16 Mart 1921’de imzalanan Moskova Antlaşması’dır. Sovyetler Birliği, TBMM’yi ve Misak-ı Millî’yi resmen tanıdı. Musul sorunu sırasında 17 Aralık1925’te, Dostluk ve Tarafsızlık Antlaşması imzalanarak Türkiye ile SSCB arasındaki yakınlaşma devam etti. 1936’dan itibaren Türk-İngiliz yakınlaşmasının başlaması, Türk-Sovyet ilişkilerinin zayıflamasına yol açtı. Türkiye’nin Milletler Cemiyetine Girişi 1932 ABD Başkanı Wilson’un I. Dünya Savaşı’ndan sonra dünya barışını sağlamak ve korumak amacıyla Milletler Cemiyetinin kurulması kararı, Paris Barış Konferansı’nda alındı. Milletler Cemiyeti, 10 Ocak 1920’de Cenevre’de kuruldu. Yunanistan’ın ve İspanya’nın önerisiyle Milletler Cemiyeti, Türkiye’yi üyeliğe davet etti. Türkiye, dünya barışının korunması için Milletler Cemiyeti üyesi oldu 18 Temmuz 1932. Balkan Antantı 1934 1930’da Türk-Yunan etabli sorununun çözülmesi ve Venizelos’un Türkiye’yi ziyareti iki devlet arasındaki ilişkileri iyileştirmişti. Bulgaristan komşularından toprak talep ediyordu. Arnavutluk için Balkan Antantı’na katılmadı. 1932 yılından itibaren dünyada güç dengeleri değişmeye başladı. İtalya ve Almanya’da ortaya çıkan totaliter rejimler Faşizm ve Nazizm’in saldırgan ve yayılmacı politikaları, Balkan Yarımadası’ndaki devletleri endişelendirdi. Türkiye, Yunanistan, Romanya ve Yugoslavya, Atina’da toplanarak 9 Şubat 1934’te Balkan Antantı’nı imzaladılar. Bu antant ile sınırlar karşılıklı olarak güvenlik altına alındı. Balkan ülkesi olan Bulgaristan revizyonist bir politika takip etmesi, Arnavutluk ise İtalya’nın baskısı altında bulunması nedeniyle bu antanta katılmadı. Yugoslavya’nın paktan ayrılması ile pakt dağıldı. Montreux Montrö Boğazlar Sözleşmesi 1936 Lozan Barış Antlaşması’na göre Boğazların her iki yakası askerden arındırılarak Türkiye’nin başkanlığında uluslararası bir komisyonun yönetimine bırakılmıştı. 1930’lu yılların başında hızlı bir silahlanma yarışı başladı. İtalya Habeşistan’ı işgal etti. Japonya Çin’e ait Mançurya bölgesini işgal etti. Dünya barışını korumak ve sağlamakla yükümlü olan Milletler Cemiyeti yetersiz kaldı. Bu süreçte Atatürk, Milletler Cemiyetine başvurarak barışçı yolla Boğazların statüsünün gözden geçirilmesini istedi. Türkiye’nin çağrısı üzerine İsviçre’nin Montrö şehrinde bir konferans toplandı. İngiltere, Boğazlarla ilgili Türkiye’nin tezlerini desteklerken Sovyet Rusya bazı konularda karşı çıktı. İtalya ve Japonya ise bu sözleşmeyi imzalamak istemediler. 20 Temmuz 1936’da Montrö Boğazlar Sözleşmesi imzalandı. Bu antlaşmaya göre 1. Boğazlar Komisyonu kaldırıldı. 2. Boğazların savunması Türkiye’ye bırakıldı. 3. Yabancı ticaret gemilerinin Boğazlardan geçişi serbest bırakıldı. 4. Savaş gemilerinin geçişi için bazı sınırlamalar getirildi. Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile Türkiye’nin Boğazlar üzerindeki egemenliğini sınırlayıcı hükümler kaldırıldı, Türkiye’ye Boğazlarda tam egemenlik hakkı tanındı. Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki stratejik önemi arttı. Sadabat Paktı 1937 İtalya’nın Habeşistan’ı işgal etmesi ve doğu ülkelerini hedef alan yayılmacı siyaseti üzerine Türkiye öncülüğünde İran, Irak ve Afganistan bir araya geldiler. Bu ilişkilerin kurulmasında İran Şahı Rıza Pehlevi’nin 1934 yılında Türkiye’yi ziyareti de etkili olmuştur. Yapılan görüşmeler sonucunda İran’ın başkenti Tahran’da Sadabat Paktı imzalandı. Sadabat Paktı’na göre; üye ülkeler birbirlerinin iç işlerine karışmamayı, ortak sınırlara saygı göstermeyi kabul ettiler. Sadabat Paktı ile de doğu sınırlarının güvenliğini sağlamış oldu. Türkiye ile Hatay meselesi ve Irak ile toprak sorunu olan Suriye, Sadabat Paktı’na katılmadı. Hatay Sorunu ve Hatay’ın Ana Vatana Katılması 1939 TBMM ile Fransa 20 Ekim 1921’de Ankara Antlaşması sonunda Türkiye-Suriye sınırı çizilmişti. Antlaşmada Hatay sancağında Fransa denetiminde özel bir yönetim kurulması kabul edilmişti. 1936’da Fransa, Suriye üzerindeki manda yönetimine son vererek Suriye’den çekilme kararı aldı. Fransa İskenderun ve Antakya şehirlerini Suriye’ye bıraktı. Bu durum Hatay Türkleri arasında büyük endişe yarattı. Türkiye, Hatay’ın geleceğini belirlemek için Milletler Cemiyetine başvurdu. Fransa ise Hatay’ın, Suriye’nin bir parçası olduğunu açıkladı. Milletler Cemiyeti, Hatay Sorunu’nu araştırmak için bir komisyon kuruldu. Milletler Cemiyeti Hatay halkının çoğunluğunun Türk olduğunu, Suriye’ye bağlanamayacağını ve Hatay’da bağımsız bir devletin kurulması gerektiğini belirtti. Milletler Cemiyeti, bağımsız Hatay Devleti için bir Anayasa hazırlattı 29Mayıs1937 . 2 Eylül 1938’de bağımsız Hatay Cumhuriyeti kuruldu. İlk Cumhurbaşkanı Tayfur Sökmen oldu. Hatay’ın 1939’da Türkiye Cumhuriyeti’ne katılmasıyla mesele son buldu. Atatürk’ün Ölümü ve İsmet İnönü’nün Cumhurbaşkanı Seçilmesi Atatürk’ün sağlığı 1937 yılının sonlarına doğru bozuldu. Atatürk’ün ölümüne neden olan siroz hastalığının tanısı Dr. Nihat Reşat Belger tarafından Ocak 1938’de konuldu. Atatürk, dinlenmek üzere 26 Mayıs 1938’de İstanbul’a gitti. Savarona Yatı’nda istirahat ettiyse de sağlık sorunları ağırlaşınca Dolmabahçe Sarayı’na nakledildi. 2 Eylül 1938’de bağımsız Hatay Cumhuriyeti’nin kuruluşu onu çok mutlu etti kendi isteği ile vasiyetnamesini hazırlattı 5 Eylül 1938. Servetinin büyük bölümünü Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumunun çalışmalarına kaynak olması için T ürk milletine bağışladı. 1 Kasım 1938’de TBMM’nin açılış töreni nedeniyle hazırladığı konuşması da yine Celal Bayar tarafından meclis kürsüsünden okundu. 8 Kasım 1938’de durumu iyice ağırlaşan Atatürk komaya girdi. 10 Kasım 1938 Perşembe günü saat Dolmabahçe Sarayı’nda hayata gözlerini yumdu. Atatürk’ün naaşı 19 Kasım 1938’de Yavuz Zırhlısı ile İzmit’e oradan özel bir trenle Ankara’ya getirildi. 21 Kasım 1938’de Atatürk’ün naaşı, Etnoğrafya Müzesindeki geçici kabrine konuldu. – 10 Kasım 1953’te ise ebedi istirahatgâhı olan Anıtkabir’e nakledildi. 11 Kasım 1938’de toplanan TBMM, Atatürk’ün en yakın silah ve fikir arkadaşlarından İsmet İnönü’yü ikinci Cumhurbaşkanı olarak seçti İsmet İnönü, 1950’ye kadar Cumhurbaşkanlığı görevini sürdürdü. İKİ DÜNYA SAVAŞI ARASINDAKİ DÖNEMDE DÜNYADA MEYDANA GELEN SİYASİ VE EKONOMİK GELİŞMELER Dünya Savaşı’ndan Sonra Kalıcı Barışı Sağlama Çabaları I. Dünya Savaşı’nı sonlandıran anlaşmalar barış dönemini başlatmaya yetmedi. Yenen devletler kendilerinin belirlediği bir dünya oluşturma amacı taşıdılar. Kalıcı bir barış amacı ile birçok çalışma ortaya çıkmıştır. Milletler Cemiyetinin Kurulması 10 Ocak 1920 ABD Başkanı Wilson, dünya barışının korunması ve sürdürülebilirliğinin sağlanması amacıyla uluslararası bir teşkilatın kurulmasını istemişti. Paris Barış Konferansı’nda bu fikir 32 devlet tarafından kabul edildi. – 10 Ocak 1920’de merkezi Cenevre olan ve asil üyelerini I. Dünya Savaşı’nın galip devletlerinin oluşturduğu Milletler Cemiyeti kuruldu. – Savaşta tarafsız kalmış olan devletler de asil üyeler arasına dâhil edildi. – Kuruluşunda 18 üyeden oluşan cemiyetin üye sayısı daha sonra 63’e ulaştı. – İtalya’nın Habeşistan’ı işgaline, Almanya’nın Avusturya’yı ilhakına ve II. Dünya Savaşı’nın başlamasına engel olamayan Milletler Cemiyeti, uluslararası pek çok sorunun çözümünde başarılı olamadı. Locarno Antlaşması 1 Aralık 1925 – Fransız-Alman ilişkileri, Locarno Antlaşması ile karşılıklı güven çerçevesi içine girebildi. – Fransa, Almanya, İngiltere, İtalya, Polonya, Çekoslavakya ve Belçika arasında İsviçre’nin Locarno şehrinde imzalanan bu antlaşmayla devletler b irbirlerinin sınırlarını tanımış oldu. – Almanya, 1926 yılında Milletler Cemiyetine üye olarak kabul edildi. Briand-Kellog Paktı 27 Ağustos 1928 – Fransa ve ABD’nin öncülük etmesi ile başlayan görüşmeler, 27 Ağustos 1928’de dokuz devlet arasında ABD, Fransa, İngiltere, Almanya, İtalya, Japonya, Belçika, Polonya ve Çekoslavakya imzalandı. Türkiye ve 1929’da Sovyetler Birliği de katıldı. Briand-Kellog Paktı ile “savunmaya dayanmayan savaş” kanun dışı sayılmış fakat bu pakt hayata geçirilememiştir. I. Dünya Savaşı’ndan Sonra Dünya Ekonomik Bunalımı Kara Perşembe 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı, dar anlamıyla New York Borsasının çökmesidir. ABD’de I. Dünya Savaşı’nın getirdiği zorluklar karşısında küçük şirketler birleşmiş ve tekeller oluşmuştur. – ABD I. Dünya Savaşı öncesinde ve s ırasında Avrupalı devletlere büyük ölçekte kredi borçlar vermişti. – Amerikan ekonomisi sıkıntıya girince ABD yönetimi bu borçların ödenmesini istedi fakat borç alan devletlerin bunu ödemesi mümkün olmadı. – Bu gelişmeler üzerine para politikasından sorumlu Amerikalı yetkililer, 1929 yazında kredileri kısıtlamaya karar verdiler. – Bu karar sonrasında New York Wall Street Borsası düşüşe geçti. “Kara Perşembe” olarak adlandırılan 24 Ekim 1929 Perşembe günü on iki milyon hissenin satışa sunulmasıyla New York borsası çöktü. – Birçok banka battı, yüzlerce şirket iflas etti, fabrikalar kapandı. Milyonlarca insan işsiz kaldı. Köylerde topraklar terk edildi. Pek çok kişi mal varlığını kaybetti, insanların yaşam koşulları kötüleşti. – On yıl süren kargaşanın ardından ç ıkan II. Dünya Savaşı’nın en büyük sebeplerinden biri de bütün dünyayı etkisine alan bu ekonomik bunalım oldu. İki Savaş Arası Dönemde Dünyaya Hâkim Siyasi Düşünceler ve Rejimler Almanya’da Nazizm I. Dünya Savaşı’ndan yenik çıkan Almanya’da savaşın getirdiği yıkım ve Versay Antlaşması’nın yüklediği ağır yaptırımlar sonucu birçok siyasi, sosyal ve ekonomik çalkantı yaşandı. Almanya’da iktidarı ele geçiren Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisinin NAZİ başına Adolf Hitler geçti. 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı’nın Alman ekonomisi üzerindeki olumsuz etkileri, Nazi Partisine iktidar yolunu açmıştı. – Hitler; Alman ırkının üstünlüğüne, Yahudilerin zenginliğine el koymaya ve devletin kutsallaştırılmasına dayalı totaliter bir rejim kurdu. Naziler kendi düşüncelerinin dışındaki kişilerin ve partilerin varlığına izin vermedi. Almanya’nın dış politikası üç ana esas üzerine şekillendirildi 1. Versay’ın getirdiği bütün kısıtlama ve yaptırımlardan kurtulmak. 2. Almanya sınırları dışında yaşayan bütün Almanları bir devlet altında toplamak. 3. Hayat Sahası Lebensraum denilen yayılmacı politikayı gerçekleştirmek. İtalya’da Faşizm – Siyasi birliğini 1870’te tamamlayan İtalya sömürgecilikte geç kalmıştı. Benito Mussolini’nin liderliğindeki Ulusal Faşist Partinin iktidara gelmesinde etkili oldu. Mussolini 1926’daki ünlü Scala Sıkala nutkunda “Her şey devlet içinde ve devlet için, hiçbir şey devlet dışında ve başka bir şey için değildir.” diyordu. İtalya’yı 1922’den 1943’e kadar diktatörlükle yöneten Mussolini, totaliter bir rejim kurdu. Mussolini, Akdeniz’de eski Roma İmparatorluğu’nu yeniden kurmak istiyordu. Bu düşünce Mussolini’nin elinde millî bir idealizm hâline geldi. Mussolini Akdeniz’e “mare nostrum” bizim deniz diyordu. Rusya’da Bolşevik İhtilali 1905’te Rus-Japon savaşındaki yenilginin yarattığı hayal kırıklığı ve ekonomik yükün ağırlığı, Petersburg’da bir ayaklanmaya yol açtı. Ayaklanma bastırıldıysa da Çar II. Nikola, Rus Meclisini Duma açmayı ve bazı özgürlükleri tanımayı kabul e tti. 1914’te I. Dünya Savaşı başladığında Rusya ekonomik zorluklar ve t oplumsal hareketlerle uğraşmak zorunda kaldı. Savaşın başlaması yaşam koşullarını iyice zorlaştırdı Mart 1917’de başlayan ayaklanma sonucunda Çarlık yönetimi yıkıldı. Bolşevikler hariç Rusya’daki bütün siyasi eğilimlerin katıldığı geçici bir hükûmet kuruldu 7 Kasım 1917 ve Brest Litowsk Antlaşması ile de savaştan çekildiler. Topraklar kamulaştırılarak köylülere dağıtıldı, bankalar devletleştirildi. Kadın-erkek eşitliğini sağlamaya yönelik düzenlemeler yapıldı. Rusya’da kurulan bu sosyalist düzen, kapitalist devletleri rahatsız etti. İtilaf Devletleri’nin desteklediği Çar yanlısı Beyaz Ordu, Sovyet yönetimine karşı saldırıya geçti. Üç yıl süren bu iç savaş Bolşeviklerin zaferi ile sonuçlandı. Fakat yaşanan iç savaşta on üç milyon insan ölmüş, ekonomi alt üst olmuş, sanayi üretimi dibe vurmuş ve kitlesel açlık sorunları başlamıştı. Lenin, bunun üzerine NEP Novaya Ekonomiçeskaya Politika denen yeni ekonomi politikasını uygulamaya koydu. Büyük sanayi dalları, ulaşım, bankacılık ve doğal kaynaklar dışında kalan işletmelerin özel mülkiyetine izin verildi.
Ana Sayfa>İnkılap Tarihi> İki Savaş Arası Dönemde Türkiye ve Dünya İki Savaş Arası Dönemde Türkiye ve Dünya Atatürk Döneminde Türkiye’nin Üye Olduğu Uluslararası Kuruluşlar 21 Temmuz 2022 Atatürk döneminde Türkiye Cumhuriyeti, dış politikasında temel kabul ettiği “Yurtta sulh, cihanda sulh” düsturu çerçevesinde pek çok uluslararası kuruluş, pakt ve anlaşmaya katılmıştır. Özellikle KPSS hazırlığı yapan arkadaşlar diyorlar ki “Hocam çok uzatmadan Atatürk Döneminde Türkiye’nin Üye Olduğu Uluslararası Kuruluşlar nelerdir? sorusuna cevap verseniz. Buyur kronolojik sırayla cevap arkadaşım. Cenevre Silahsızlanma Konferansı 1928, Briand-Kellog Paktı 1929, Litvinov Paktı 1929, Milletler … Devamını Oku Etabli Sorunu Nedir? Ne Zaman ve Nasıl Çözülmüştür? 17 Eylül 2020 Etabli Sorunu veya nüfus mübadelesi sorunu Yunanistan’ın İstanbul’da daha fazla Rum bırakma çabası dolayısıyla Lozan Barış Antlaşması’ndan sonra ortaya çıkan sorunlardandır. Türkiye ile Yunanistan’ı savaş durumuna kadar getirmiş 1930 yılında çözülmüştür. Etabli sorunun yaşandığı yerler Lozan’da mübadele dışında tutulan yerler Yunanistan ile yaşanan nüfus mübadelesi etabli sorunu İnkılap Tarihi konusu olup TYT, AYT ve özellikle KPSS değeri taşımaktadır. Osmanlı’nın Balkanlarda … Devamını Oku Atatürk Dönemi Türk Dış Politikası Özet 31 Aralık 2018 Atatürk Dönemi Türk Dış Politikası Özet konu anlatımı Montrö Boğazlar Sözleşmesi Balkan Antantı Sadabat Paktı nedeni sonucu maddeleri önemi Devamını Oku I. Dünya Savaşı’ndan Sonra Kalıcı Barışı Sağlama Çabaları 29 Aralık 2018 2 dünya savaşı arasında barışın sürekliliğini sağlamak amacıyla imzalanan anlaşmalar Rapollo Antlaşması Locarno Antlaşması Briand - Kellogg Paktı Devamını Oku 1929 Dünya Ekonomik Krizinin Sebepleri ve Sonuçları 28 Aralık 2018 1929 Dünya Ekonomik Krizinin Sebepleri ve Sonuçları maddeler halinde 1929 Dünya Ekonomik Krizinin Türkiye'ye Etkileri Devamını Oku Atatürk’ün 2. Dünya Savaşı ile İlgili Sözleri 15 Nisan 2017 Atatürk’ün 2. Dünya Savaşı ile İlgili Sözleri Atatürk 1932’de Avrupa’nın durumu hakkında kendisine ne düşündüğünü soran Amerikalı General Mac Arthur’a şu cevabı vermiştir. “Versailles Antlaşması, I. Dünya Harbi’nin sebeplerinden hiçbirini bertaraf edemediği gibi taraflar arasındaki uçurumu büsbütün derinleştirmiştir. Zira galip devletler, mağluplara sulh şartlarını zorla kabul ettirirlerken bu memleketlerin etnik, jeopolitik ve iktisadi özelliklerini dikkate almamışlardır. Bugün içinde yaşadığımız sulh … Devamını Oku Atatürk’ün Ölümü 12 Nisan 2017 ATATÜRK’ÜN ÖLÜMÜ Devlet işlerinde son derece titiz olan Atatürk kendi sağlığına gerektiği kadar özen gösteremiyordu. Yoğun iş temposu nedeniyle 1937’de sağlığı iyice bozulmuştu. Atatürk’ün rahatsızlığına ilk teşhis Yalova gezisinde konuldu. Kesin tanı Prof. Dr. Neşet Ömer İrdelp tarafından konulur. Hastalık sirozdur. Ciddi bir dinlenme gereklidir, fakat Atatürk yurt gezilerine devam eder. Gemlik suni ipek fabrikası ve merinos fabrikalarını açmak için … Devamını Oku 1923-1932 Dönemi Türkiye’nin Dış Politikası Özet 10 Nisan 2017 1923-1932 Dönemi Türkiye’nin Dış Politikası Türkiye bu dönemde Lozan Barış Antlaşması ile çözüme kavuşturulamamış sorunların çözülmesine yönelik politika izlenmiştir. Ayrıca komşularıyla iyi ilişki kurmak ve barışçıl yollarla uluslararası problemi çözmek gibi hedefleri vardır. 1923-1932 Dönemi Türkiye’nin Dış Politikasında ki Önemli Gelişmeler ile ilgili ayrıntılı bilgi edinmek için lütfen bilgi edinmek istediğiniz maddeye tıklayınız. Nüfus Mübadelesi Etabli Sorunu Yabancı Okullar Sorunu … Devamını Oku Atatürk’ün Dış Politika İlkeleri Kısaca 10 Nisan 2017 Atatürk’ün Dış Politika İlkeleri Milli bağımsızlığımızdan ödün vermemek Devletler arası anlaşmazlıkları ve iç sorunları barış yoluyla çözmek Yurtta Sulh, Cihanda Sulh Ulusal menfaatlerle, insanlık menfaatini bağdaştırmak, hakka olduğu kadar kuvvete de yer vermektir. Dünya barışına katkıda bulunmak. Başkalarının topraklarında gözü olmamak. Yayılmacı, istilacı ve saldırgan politikalardan uzak durmak. Ulusun ve vatanın hayatı tehlikede olmadıkça savaştan uzak durmak. Bilim ve teknolojiyi … Devamını Oku Litvinov Protokolü Paktı KPSS 10 Nisan 2017 Litvinov Protokolü Litvinov Protokolü Paktı Litvinov Protokolü, Briand-Kellog Paktını destekleyici nitelikte Sovyetler Birliği’nin komşuları ile imzaladığı protokoldür. 9 Şubat 1929’da SSCB, Romanya, Polonya, Letonya, Estonya tarafından imzalanmıştır. Daha sonra protokol Türkiye, İran, Litvanya ve Danzig tarafından da imzalanmıştır. Litvinov Protokolüne Türkiye Nisan 1929’da katılmıştır. NOT Briand-Kellog Paktı’nı SSCB, Batılı devletlerin Sovyetler Birliği’ni izole etmek, çember içine almak ve Sovyet Rusya’ya … Devamını Oku
İki Savaş Arasındaki Dönemde Türkiye ve Dünya konusu TYT Tarih dersi test çöz sayfasındasın. İki Savaş Arasındaki Dönemde Türkiye ve Dünya Konusu test için her sorunun 1 dakika süresi vardır. Aşağıdaki İki Savaş Arasındaki Dönemde Türkiye ve Dünya konusu TYT Tarih dersi testini belirtilen süre içerisinde çözdükten sonra en aşağıda bulunan "cevapları kontrol et" butonuna tıklayarak İki Savaş Arasındaki Dönemde Türkiye ve Dünya Konusunda yaptığın doğru - yanlış sayısı, cevaplar ve aldığın puanı Tarih İki Savaş Arasındaki Dönemde Türkiye ve Dünya TEST - 11. "Türkiye Cumhuriyeti'nin izleyeceği siyaset, belirsiz ve keyfi olamaz. Bizim siyasetimiz, kesinlikle milletin yetenek ve gereksinimiyle uyumlu olacaktır. Bizim için ne İslam birliği ne Turanizm mantıki bir siyaset yolu olabilir. Artık yeni Türkiye'nin devlet siyaseti, milli sınırları içinde egemenliğine dayanarak bağımsız yaşamaktır."Atatürk, bu sözüyle Türk dış politikasının aşağıdaki özelliklerinden hangisini vurgulamıştır? A. Gerçekçilik B. Bağımsızlık C. Dünya konjonktürünü göz önünde bulundurmak D. Türk kamuoyunu dikkate almak E. Barışı esas almak Doğru Cevap "A" Gerçekçilik Doğru Cevap "A" Gerçekçilik Soru Açıklaması 2. Atatürk, "Komşuları ile ve bütün devletlerle iyi geçinmek, Türkiye siyasetinin esasıdır. Bu ilkenin bütün devletlerce siyaset esası sayılmasıyladır ki uygarlık için ve milletlerin mutluluk ve refahı için en gerekli olan barış kararlılık kazanmış olur." göre, Atatürk'ün Türk dış politikasının aşağıdaki özelliklerinden hangisini daha açık bir şekilde vurguladığı söylenebilir? A. Türk kamuoyunu dikkate almak B. Dünya konjonktürünü göz önünde bulundurmak C. Başka devletlerin yönetimlerinden etkilenmemek D. Barışı esas almak E. Ulusal çıkarları esas almak Doğru Cevap "D" Barışı esas almak Doğru Cevap "D" Barışı esas almak Soru Açıklaması 3. Atatürk, Osmanlı Devleti'ni 1. Dünya Savaşı'na sürükleyen Panislamcılık ve Pantürkçülük gibi hayalci düşüncelere karşı durum Atatürk'ün Türk dış politikasında, 1- akılcılık,2- gerçekçilik,3- sömürgecilikunsurlarından hangilerini benimsediğini gösterir? A. yalnız 1 B. 1 ve 2 C. 1 ve 3 D. 2 ve 3 E. 1, 2 ve 3 Doğru Cevap "B" 1 ve 2 Doğru Cevap "B" 1 ve 2 Soru Açıklaması 4. Atatürk, "Dünyanın bize hürmet göstermesini istiyorsak evvela bizim kendi benliğimiz ve milliyetimize bu hürmeti hissen, fikren, fiilen bütün iş ve hareketlerimizle gösterebilmeliyiz. Bilelim ki milli benliğini bulamayan milletler başka milletlerin avıdır." durum Türk dış politikasının aşağıdaki ilkelerden hangisine dayandığını gösterir? A. Devletçilik B. İnkılapçılık C. Milliyetçilik D. Cumhuriyetçilik E. Laiklik Doğru Cevap "C" Milliyetçilik Doğru Cevap "C" Milliyetçilik Soru Açıklaması 5. Lozan Barış Antlaşması ile Misakımilli'de belirlenen hedefler büyük ölçüde gerçekleşmiş, yeni Türk devletinin sınırları çizilmiş, kapitülasyonlar durum Türk dış politikasında, 1- bağımsızlık,2- devletler arası eşitlik,3- hayalcilikunsurlarından hangilerinin bulunduğuna kanıt olabilir? A. yalnız 1 B. yalnız 2 C. yalnız 3 D. 1 ve 2 E. 2 ve 3 Doğru Cevap "D" 1 ve 2 Doğru Cevap "D" 1 ve 2 Soru Açıklaması 6. Türkiye ile Yunanistan'ı savaşın eşiğine kadar getiren aşağıdaki sorunlardan hangisi, barışçı bir devlet adamı olan Atatürk'ün izlediği, komşularıyla iyi geçinme siyaseti sayesinde çözümlenmiştir? A. Musul sorunu B. Yabancı okullar sorunu C. Boğazlar sorunu D. Nüfus mübadelesi sorunu E. Osmanlı borçları sorunu Doğru Cevap "D" Nüfus mübadelesi sorunu Doğru Cevap "D" Nüfus mübadelesi sorunu Soru Açıklaması 7. Atatürk, "Balkan birliğinin temeli ve hedefi, karşılıklı siyasi bağımsız varlığa saygı ile dikkat ederek ekonomik sahada, kültür ve medeniyet yolunda iş birliği yapmak olunca böyle bir eserin bütün medeni insanlık tarafından takdirle karşılanacağına şüphe edilemez." diyerek aşağıdakilerden hangisinin dünya barışı için önemini vurgulamıştır? A. Türkiye'nin Milletler Cemiyeti'ne girmesi B. Sadabat Paktı'nın kurulması C. Hatay'ın anavatana katılması D. Balkan Antantı'nın kurulması E. Musul'un Irak topraklarına bırakılması Doğru Cevap "D" Balkan Antantı'nın kurulması Doğru Cevap "D" Balkan Antantı'nın kurulması Soru Açıklaması 8. Montrö Boğazlar Sözleşmesi'yle "Uluslararası Boğazlar Komisyonu" kaldırılırken Boğazların yönetimi ve savunulması Türkiye'ye bu başarıyı elde etmesinde,1- akılcı politikaların izlenmesi,2- bağımsızlığından ödün vermemesi,3- ulusal çıkarlarını esas almasıpolitikalarından hangilerinin etkili olduğu söylenebilir? A. yalnız 1 B. 1 ve 2 C. 1 ve 3 D. 2 ve 3 E. 1, 2 ve 3 Doğru Cevap "E" 1, 2 ve 3 Doğru Cevap "E" 1, 2 ve 3 Soru Açıklaması 9. Türkiye ile Yunanistan arasında imzalanan 10 Haziran 1930 tarihli antlaşma ile doğum yerleri ve yerleşme tarihleri ne olursa olsun, İstanbul'da yaşayan Rumlar ile Batı Trakya'da yaşayan Türkler mübadele dışında açıklama aşağıdakilerden hangisini gösterir? A. Boğazların kontrol altına alındığını B. İzmir'in işgal edildiğini C. Türk - Yunan ilişkilerinin gelişmesi için uygun ortamın oluştuğunu D. Sevr Antlaşması'nın uygulandığını E. Balkan Antantı'nın bölgesel hedeflerle oluşturulduğunu Doğru Cevap "C" Türk - Yunan ilişkilerinin gelişmesi için uygun ortamın oluştuğunu Doğru Cevap "C" Türk - Yunan ilişkilerinin gelişmesi için uygun ortamın oluştuğunu Soru Açıklaması 10. Türkiye, Lozan Görüşmeleri sırasında, - Bağımsızlığından ve devletlerin eşitliği ilkesinden taviz Sorunları müzakere ederek diplomasi yoluyla çözme yöntemini durum Türkiye ile ilgili aşağıdakilerden hangisini gösterir? A. Bölgesel askerı ittifak kurmaya çalıştığını B. Ulusal çıkarları esas aldığını C. Bağımsızlık ilkesinden ödün verdiğini D. Milletler Cemiyeti'ne katıldığını E. Boğazlarda kontrolü sağladığını Doğru Cevap "B" Ulusal çıkarları esas aldığını Doğru Cevap "B" Ulusal çıkarları esas aldığını Soru Açıklaması TYT Tarih İki Savaş Arasındaki Dönemde Türkiye ve Dünya TEST - 111. Türkiye'nin dış politikadaki başlıca amacı, Lozan'da elde edilen kazanımları korumak ve orada çözümlenemeyen sorunları çözüme kavuşturmak sorunlar arasında,1- Türk - Irak sınırının çizilmesi,2- Boğazlarda egemenlik kurulması,3- kapitülasyonların kaldırılmasıdurumlarından hangileri gösterilebilir? A. yalnız 1 B. 1 ve 2 C. 1 ve 3 D. 2 ve 3 E. 1, 2 ve 3 Doğru Cevap "B" 1 ve 2 Doğru Cevap "B" 1 ve 2 Soru Açıklaması 12. Atatürk'ün benimsediği Türkiye'nin dış politikasının temel ilkeleri ve amaçları arasında aşağıdakilerden hangisinin bulunduğu söylenemez? A. Askerı ittifaklar kurularak SSCB'nin sıkıştırılması B. Uluslararası ilişkilerde eşitliğe dayanan karşılıklı ilişkiler kurulması C. Türk milletinin çıkarlarının esas alınması D. Politikalar belirlenirken Türk kamuoyunun dikkate alınması E. Başka devletlerin iç politikalarından etkilenilmemesi Doğru Cevap "A" Askerı ittifaklar kurularak SSCB'nin sıkıştırılması Doğru Cevap "A" Askerı ittifaklar kurularak SSCB'nin sıkıştırılması Soru Açıklaması 13. Türkiye 1920'Ii ve 1930'Iu yıllarda bir yandan Lozan Antlaşması'ndan kalan sorunları çözerken bir yandan da uluslararası ve bölgesel barışı sağlayan kuruluşlara katılmış, bazılarına da öncülük amacı gerçekleştirmek isteyen Türkiye'nin, 1- Milletler Cemiyeti,2- Balkan Antantı,3- Sadabat Paktıkuruluşlarından hangilerinin kurulmasına öncülük ettiği söylenebilir? A. yalnız 1 B. yalnız 2 C. yalnız 3 D. 1 ve 2 E. 2 ve 3 Doğru Cevap "E" 2 ve 3 Doğru Cevap "E" 2 ve 3 Soru Açıklaması 14. Osmanlı Devleti'nin yüzyıllarca savaştığı Rusya'ya karşın yeni Türk devletinin Sovyetler Birliği ile yakın ilişkiler geliştirebilmesi aşağıdaki dış politika ilkelerinden hangisi ile doğrudan ilgilidir? A. Barışı esas almak B. Ulusal çıkarları esas almak C. Batı yanlısı politika izlemek D. Türk kamuoyunu dikkate almak E. Sovyetler Birliği'nin ideolojisini benimsemek Doğru Cevap "B" Ulusal çıkarları esas almak Doğru Cevap "B" Ulusal çıkarları esas almak Soru Açıklaması 15. Hatay'ın Misakımilli sınırları dışında kalması, 1920'Ii ve 1930'Iu yıllarda Türk halkı tarafından üzüntüyle karşılanıyordu. Atatürk, Hatay'ın Türkiye'ye katılması konusunda Türk halkının desteğini alarak girişimlerde bulunmuştur. Hatay, 1939 yılında Türk topraklarına bu durum Türk dış politikasının aşağıdaki ilkelerden hangisini temel aldığını gösterir? A. Akılcılığın ön planda tutulduğunu B. Türk kamuoyunun dikkate alındığını C. Dünya konjonktürünü göz önünde bulundurduğunu D. Başka devletlerin iç politikalarından etkilenmediğini E. Ulusal çıkarları esas aldığını Doğru Cevap "B" Türk kamuoyunun dikkate alındığını Doğru Cevap "B" Türk kamuoyunun dikkate alındığını Soru Açıklaması TEST BİTTİ. CEVAPLARINIZI KONTROL EDİNİZ. TEST HAKKINDA YORUM BaltaHarika sorular. 9 doğrum 6 yanlışım oldu. Iki testte de aynı
iki savaş arası dönemde türkiye ve dünya çıkmış sorular